IZAHA DAVET

24.08.2016 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 4662 görüntülenme YAZDIR

Izaha davet

Dr. Bumin DOGRUSÖZ

Dünya Gazetesi / 23.08.2016

Vergi Usul Kanunu’nun “cezalandirilamayacak olan sekle ait usulsüzlükler” baslikli 370. maddesinin 2365 sayili Kanun neticesinde 1.1.1981 tarihinde rahmetli (mülga) olan 370. maddesi, 6728 sayili Kanun’la, tedvin teknigine aykiri olarak, yeniden canlandirilmistir. 

6728 sayili “Yatirim Ortaminin Iyilestirilmesi Amaciyla Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasi Hakkinda Kanun”un 22. maddesi ile ölmüs (mülga) madde “yeniden düzenlenmis” ve dolayisiyla canlanmistir. Oysa tedvin teknigine göre bu düzenlemenin, 370/A maddesi olmasi gerekiyordu. Kaldi ki düzenlemenin yeri de yanlis seçilmistir.

Canlanan 370. madde Vergi Usul Hukuku’na “Izaha Davet” adi ile yeni bir müessese getirmistir. Bu müesseseyi irdeleyerek tanitmaya çalisalim. 

Bu müesseseye göre, vergi mükellefleri veya sorumlulari hakkinda vergi incelemesine baslanilmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce, verginin ziyaa ugradigina delalet eden emareler bulunduguna dair yetkili merciler tarafindan yapilmis ön tespitler var ise, mükellef veya sorumlular tespit konulari hakkinda açiklamaya davet edilebileceklerdir. 

Bu düzenleme ilk bakista, gereksiz inceleme veya takdir islemlerinin önlenmesi ve mükelleflerin haksiz, yorucu ve gereksiz islemlere muhatap olmasinin önüne geçilmesi bakimindan yerinde bir düzenlemedir. Çünkü, mükelleflerce yapilan izah sonucu vergi ziyaina sebebiyet verilmediginin idarece anlasilmasi hâlinde mükellefler söz konusu tespitle ilgili olarak vergi incelemesine tabi tutulmayacak veya takdir komisyonuna sevk edilmeyecektir. Ancak burada amacin tahakkuku için “müessese dogru ve amaca uygun çalisirsa” seklinde de bir ekleme yapmak istiyorum. Aksi halde ya isi uzatan ya da basvurulmayan bir yol olacaktir. 

Mükellef veya sorumlularin izaha davet edilebilmesi için, idare tarafindan bir ön tespitin (verginin ziyaa ugradigina delalet eden emarelerin tespitinin) yapilmis olmasi gerekmektedir. Ayrica mükelleflerin / sorumlularin izaha davet edilebilmesi için ön tespitin bir ihbara dayanmiyor olmasi da gerekmektedir. Burada sanirim, ihbarcinin ihbar ikramiyesi hakkinin korunabilmesi için ihbara dayali tespitler, kapsam disi birakilmistir. 

Burada ön tespiti kimin yapacagi ve izaha davet yetkisi ile yapilan izahi degerlendirme yetkisinin kimde olacagini belirleme yetkisi Maliye Bakanligina birakilmistir. Ön tespiti vergi dairesinin yapacagi açiktir. Çünkü mükellefi taniyan, izleyen ve tarh dosyasina hâkim olan vergi dairesidir. Ancak izahi degerlendirme yetkisinin vergi dairesine birakilmamasi, objektif ve uzlasma komisyonu gibi “sorumlulugu sinirlandirilmis” kisilerden olusan bir kurula birakilmasi, müessesenin basarisi için sarttir. Bu yetki hele vergi dairesine hiç birakilamaz. Çünkü bu güne kadar izah müessesesini içeren –ortalama kâr haddi, hayat standardi vb.- düzenlemelerin hiç birinde, mükellefe haklisin diyen bir vergi dairesine rastlanilmamistir. Yine olmayacaktir. Zira bu konuda hiçbir memur sorumluluk almak istemez. 

Mükellef veya sorumlularin izaha daveti, davet konusu tespitle sinirli olarak, pismanlik hükümlerinden yararlanma yolunu da kapatacaktir. 

Yeni maddeye göre izaha davet yazisinin teblig tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde izahta bulunulmasi durumunda; mükelleflerce izahta bulunulan tarihten itibaren 15 gün içerisinde; hiç verilmemis olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlis yapilan vergi beyaninin tamamlanmasi veya düzeltilmesi ve ödeme süresi geçmis bulunan vergilerin, ödemenin geciktigi her ay ve kesri için, 6183 sayili Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammi oraninda bir zamla ayni sürede ödenmesi sartiyla vergi ziyai cezasi, ziyaa ugratilan vergi üzerinden %20 oraninda kesilecektir. Ancak bu durum vergi incelemesi yapilmasina ve gerekirse tarhiyatin ikmaline engel teskil etmeyecektir. 

Ancak burada gecikme zamminin aranmasi da yanlistir. Gecikme zamminin süresi ve neye göre hesaplanacagi da belli degildir. Çünkü gecikme zammi, vadesinde ödenmeyen bir kamu alacagina vade ile ödeme tarihi arasindaki süre için hesaplanir. Örnegin Kasim 2012’de KDV beyannamesini vermemis bir mükellef, izaha davetini takiben 15 gün içinde beyannamesini verir ve vergi ve cezayi öderse, gecikme zammi alinamaz. Burada olmasi gereken, gecikme faizi’dir. Kanun maddesi, yanlistir ve düzeltilmesi gerekir. Yoksa çok ihtilaf çikar. 

Birinci fikra kapsaminda yapilmis ön tespitlerin, verginin bu kanunun 359’uncu maddesinde yer alan fiillerle ziyaa ugratilmis olabilecegine iliskin olmasi hâlinde izaha davet düzenlemesi uygulanmayacak ve mükellef veya sorumlu dogrudan incelemeye sevk edilecektir. 

Su kadar ki, sahte veya muhteviyati itibariyla yaniltici belge kullanma fiilinin islenmis olabilecegine dair yapilan ön tespitlerde, kullanilan sahte veya muhteviyati itibariyla yaniltici belge tutarinin; her bir belge itibariyla 50 bin Türk Lirasi’ni geçmemesi ve mükellefin ilgili yildaki toplam mal ve hizmet alislarinin %5’ini asmamasi kaydiyla, mükellefler yine izaha davet edilebilecektir. 

Yaniltici belge için getirilen bu sinirlar, ayni zamanda kasdin yoklugu ölçütü olarak ceza davalarinda da kullanilabilecek ölçütlerdir. Artik bu sinirlarin alti için de “vergi suçu raporu”nun yazilamamasi gerekir. 

Yukarida, maddenin yeri yanlistir demistim. Madde bu sekli ile kanunun “cezalarin ödenmesi ve kalkmasi” baslikli bölümüne eklenmistir. Oysa bana göre “yoklama ve inceleme” ile ilgili bölümde olmali idi. Yaniltici belge kullaniminda izaha davet ile ilgili ölçütlerin ise bu maddeye degil de, 359. maddeye yazilmasi gerekirdi. 

Maddenin uygulamasi neler getirecek, bakanlik maddeye iliskin düzenlemeleri ne sekilde yapacak. Bunlari da zaman gösterecek.