KUSURSUZ MÜKELLEFE DE CEZA

19.04.2018 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 2719 görüntülenme YAZDIR

KUSURSUZ MÜKELLEFE DE CEZA

Dr. A. Bumin DOGRUSÖZ

Dünya Gazetesi 19.4.2018

Vatandasin birisi beyannameye girmemesi gereken gelirini yanlislikla beyannameye dahil etmis (ki bu konu da tartismalidir), bu geliri üzerinden kesilen vergileri düsmüs ve alacakli çikmis. Vergi Dairesi bu beyannameyi kabul etmis, tahakkuk fisine baglamis, sonra da mükellefe iadeyi yapmis.

Bir süre sonra vergi dairesi, konuyu fark etmis ve basit rapora istinaden haksiz alindigini öne sürdügü stopaji cezasi ile geri istemis.

Mükellef, gelirin beyana girecegi ve uygulamanin dogru oldugu inanci ile cezali tarhiyata karsi dava açmistir.

Yapilan yargilama sonucunda ilk derece mahkemesi, vergi aslina yönelik tarhiyati onamakla birlikte yasa hükmünün yanlis yoruma elverisli olmasi, idarenin beyannameyi kabul ederken bu duruma dikkate etmemesi, iade ile birlikte hatali uygulamasini sürdürmesi, mükellefe haksiz iade yapilmasinda mükellefin kusurunun bulunmamasi sebebiyle cezayi iptal etmistir.

Konu temyiz yoluyla Danistay’a gelince ilginç bir karar ortaya çikmistir. Danistay 3. Dairesinin E.2016/3455 K.3851 sayi ve 25.5.2016 günlü karari ile ilginç ve üzerinde tartisilmasi gereken bir karara varmistir. Karari asagida aktariyorum.

“Vergi Usul Kanununun 341. maddesinde vergi ziyai, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamaninda yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamaninda tahakkuk ettirilememesi seklinde ifade edilmis, 344. maddenin uyusmazliga konu dönemde yürürlükte bulunan birinci fikrasinda vergi ziayi suçu, mükellef veya sorumlu tarafindan 341. maddede yazili hallerle vergi ziyaina sebebiyet verilmesi olarak tanimlanmis ve vergi ziyai suçu isleyenlere ziyaa ugrattiklari verginin bir kati tutarinda vergi ziyai cezasi kesilecegi, (…) kurala baglanmis, 344. maddede 5728 sayili Kanunla yapilan degisiklikle, 341. Maddede yazili hallerle vergi ziyaina sebebiyet verildigi takdirde mükellef veya sorumlu hakkinda ziyaa ugratilan verginin bir kati tutarinda vergi ziayi cezasi kesilecegi hükme baglanmistir.

Verginin zamaninda tahakkuk ettirilmemesi veya haksiz yere geri verilmesine sebebiyet verilmesinin vergi ziayi cezasinin kesilmesini gerektirdigi, vergi ziayi cezasinin ziyaa ugratilan verginin kaç katina göre hesaplanacaginin ise 341 ve 359. Maddelerdeki eylemin niteligine göre tayin edildigi Vergi Usul Kanununda, vergi ziyai cezasi kesilmesini mükellef veya sorumlusunun kasit veya kusuruna baglayan bir düzenleme bulunmadigindan, vergi mahkemesince davacinin suç kasti ve fiili olmadigi gerekçesiyle vergi ziayi cezasinin kaldirilmasina iliskin hüküm fikrasinda hukuka uyarlik görülmemistir.”

Dikkat edilirse Danistay Yerel Mahkemenin kararini,  mükellefin kusurlu olup olmadigini irdeleyerek ve mükellefi kusurlu gördügünden dolayi cezayi kaldiran kismi itibariyle bozmuyor, “Kanunda hüküm olmadigindan kusuru olmayana verilen cezayi da onamak durumundasin” diyerek bozuyor.

Bu arada genel kanun niteligindeki Kabahatler Kanununun, “kabahat deyiminden karsiliginda idari yaptirim uygulanan fillerin” anlasilmasi gerektigini söyleyen 2. maddesi,  “bu Kanunun genel hükümlerinin idari para cezasi yaptirimini gerektiren bütün fillere uygulanacagini” söyleyen 3. maddesi, genel hükümler içerisinde yer alan ve “kabahatlerin kasten veya taksirle islenebilecegini” söyleyen 9. maddesi karsisinda bu Karari anlamlandirmak güçtür.

Vaz geçtim Kabahatler Kanunundan. Ceza veya yaptirim kavramlari, zaten içeriginde kast veya kusur kavramlarini tasir. Kusursuz kisiye ceza verilebilir mi?

Fiilinde kasti veya kusuru olmayan kisiye ceza verilmesini, bu sonucun bu konuda hüküm bulunmamasi dolayisiyla Kanundan kaynaklandigini ileri sürüp kabul ediyorsak, kimse bana vergi ceza hukukunun adaletinden bahsetmesin.

Vergi Konseyi çalismalari ile insallah bu sorunlar giderilecek.

Bir de Maliye Bakanliginin bilmeden sakincali belge kullanana da ceza verilmesini öngören anlayisi var. Ama o konuda da çok önemli gelismeler. Onlar da gelecek yazimda.