FOREX’DE VERGI
(9.7.2015 tarihli DÜNYA
Gazetesinde yayimlanmistir)
Ingilizcedeki “foreign
exchance” kelimelerinin kisaltmasi olarak ifade edilebilecek “forex” islemi
kisaca, bir yabanci para biriminin bir baska para birimi ile belirli bir parite
üzerinden es zamanli olarak degistirilmesi seklinde tanimlanabilir. Forex
islemleri yatirilan sermayenin belirli bir kaldiraç orani kadar yükseltilerek
islem yapilmasi esasina dayanir.
Kaldiraç ise, yatirimcinin yatirdigi para miktarinin kaparo gibi görülüp
kendisinden daha büyük islemlerin gerçeklestirilebilmesi anlamini tasimaktadir.
Forex piyasalari ise yabanci paralarin birbiri arasindaki degisim oranindan
faydalanilarak bir ülkenin para biriminin satin alindigi piyasadir. Dolayisiyla
Forex piyasalari her ülke parasinin serbestçe alinip satildigi bir uluslararasi
piyasadir.
Bu piyasalarda araci
kuruluslar (ki bunlar bankalar, fonlar, sigorta sirketleri, bireysel islem
yapanlar, emir toplayanlar seklinde karsimiza çikabilir) ile yatirimcilar yer
alir. Yatirimcilar islemlerini dogrudan yapmak yerine piyasa yapicilar veya
aracilar vasitasiyla yaparlar. Ancak bu piyasalarda islemler, nakit para ile
degil kaydî banka parasi ile yapilmaktadir.
Kâr ya da zarar gerçeklestikten sonra bu net kâr veya zarar yatirimcinin
hesabina yansitilmaktadir.
Bireysel olarak yapilan
forex islemlerinden saglanan kazanç, gelir vergisinin konusuna girmemektedir.
Burada gelir, nakdi sermayenin degerlendirilmesi sonucu elde edilmemekte,
eldeki nakit sermayenin baska bir türden nakdi sermayeye çevrilmesi yoluyla
saglanmaktadir. Yani burada nakdi sermayenin faiz, kâr payi veya kira gibi bir
getirisi söz konusu degildir. Dolayisiyla bu islemlerden saglanan kazanci,
menkul sermaye iradi olarak nitelendirmek mümkün degildir. Burada menkul kiymet
alim satimi söz konusu olmadigindan deger artis kazancinin varligindan da söz
edilemez. Öte yandan forex islemleri dövizdeki fiyat degisimlerinden fiziki
alim satim olmaksizin yararlanmayi amaçladigindan vadeli islem ve opsiyon
sözlesmesi olarak görülmesi de mümkün degildir.
Nitekim idari anlayis da özelge bazinda, görüsümüz dogrultusundadir.
Ancak forex islemlerinin bir ticari isletme kapsaminda veya bir ticari
isletmenin varligindan söz edilebilecek boyutta yapilmasi halinde kazanç,
ticari kazanç kapsaminda vergilendirilmek durumundadir. Yine ayni sekilde tam
mükellef kurumlarin forex islemlerinden kazanç saglamalari durumunda, bu kazanç
kurum kazancina dahil olacak ve kurumlar vergisine tabi tutulacaktir.
Forex islemlerinden elde
edilen kazançlarin gelir ve kurumlar vergisi karsisindaki durumu üzerinde pek
fazla tartisma yoksa da, ayni seyi banka sigorta muamele vergisi (BSMV) için
söylemek mümkün degildir.
BSMV, banka, banker gibi kanunda
belirtilen mükelleflerin lehlerine aldiklari para üzerinden genelde % 5 oraninda
olmakla birlikte kambiyo islemlerinde sifir oraninda alinan bir vergidir.
89 sayili Gider Vergileri
Genel Tebliginde bu konuda özetle, “forex islemlerinin nitelik itibariyle
BSMV’ye tabi oldugu, ancak dövizdeki fiyat degisimlerinden fiziki alim satim
olmaksizin yararlanmayi amaçladigindan kambiyo islemi olarak kabul
edilemeyecegi” açiklamasi yer almistir. Dolayisiyla bankalarla banker kabul
edilenlerin, sigorta sirketlerinin ve yetkili kuruluslarin forex islemleri
dolayisla lehlerine aldiklari paralar, % 5 oraninda BSMV’ye tabi tutulmaktadir.
Ancak forex islemlerinin
döviz üzerinden yapilmasina karsilik, sadece “fiziki alim satim teslimin
gerçeklesmemesi” sebebiyle kambiyo islemi sayilmamasi, dolayisiyla sifir oranli
vergilemeden yararlandirilmamasi, üzerinde düsünülmesi gereken bir konudur.
Kambiyo isleminin
taniminda hareket noktasi olarak, 32 sayili Türk Parasi Kiymetini Koruma
Hakkinda Kararinin esas alinmasi gerekmektedir. Bu Kararin 2. maddesinde “Efektif dahil yabanci parayla ödemeyi saglayan her
nev'i hesap, belge ve vasitalar” (döviz) kambiyo seklinde tanimlanmis
ayrica “dövize iliskin islemler” baslikli 6. Maddesinde “Sermaye Piyasasi
Kurulu tarafindan yetkilendirilmis araci kuruluslarca, dövize ve kiymetli
madene dayali vadeli islem ve opsiyon sözlesmeleri dahil sermaye piyasasi
mevzuatina göre düzenlenmis her türlü türev araçlarin alim satiminin
yapilabilecegi” (fikra 7), “Sermaye Piyasasi Kurulu tarafindan yetkilendirilmis
yurt içinde veya yurt disinda bulunan araci kuruluslar araciligiyla her türlü
türev araçlarinin alim satimi yapilabilecegi” (fikra 8) düzenlemesine yer
verilmistir. Bu tanimlamalarda islemin dövizli islem, bir baska deyisle kambiyo
islemi sayilmasi için fiziki teslim sart kosulmamistir.
Sermaye Piyasasi Kanununun
3. maddesinde (u bendi) ise döviz ve kiymetli madenler ile S. P. Kurulunca
belirlenecek diger varliklar üzerine yapilacak kaldiraçli islemlerin türev araç
olarak kabul edilecegi belirtilmistir. Bir türev araç, ayni zamanda kambiyo
islemi de olabilir. Ancak bunu belirleme
yetkisi Hazine Müstesarligindadir[i].
Hazine Müstesarligi ise
kambiyo islemlerinin kapsaminin belirlenmesinde 32 sayili Karardan hareketle
islemlerin fiziki teslimatla sonuçlanip sonuçlanmamasi ayirimina gidilmeyerek,
kambiyo tanimi kapsaminda yer alan kiymetlerle ilgili spot ve vadeli islemlerin
genis yorumlanmasi gerektigi görüsündedir[ii].
Nitekim bir davada Istanbul
6. Vergi Mahkemesi E.2012/3154 K.2013/1463 sayi ve 5.6.2013 günlü kararinda
“kaldiraçli döviz alim satim islemleri niteligi geregi kambiyo islemleri
mahiyetinde olduguna ve 6802 sayili Gider Vergileri Yasasinda döviz alim satim
islemlerinin fiziki teslimatli olmamasi durumunda kambiyo islemi olarak dikkate
alinamayacagini öngören bir düzenlemeye yer verilmedigine” hükmetmistir.
Öte yandan Maliye Bakanligina kambiyo islemini tanimlama veya alt ayirimlarina göre türlere ayirma yetkisi veren bir düzenleme de bulunmamaktadir. Bu nedenle Bakanligin 89 sayili Gider Vergileri Kanunu Genel Tebligini bu açidan gözden geçirmesinde yarar vardir.