ADLI TATIL ve VERGI YARGISI
Dr. A. Bumin DOGRUSÖZ
Dünya Gazetesi / 20.7.2017
Hemen
hemen bütün yargi mercileri yilin belli döneminde çalismalarina ara verirler.
Bu dönem “adli tatil” olarak adlandirilmaktadir. Adli tatil dönemi 2005 yilina
kadar, 20 Temmuzda baslamakta, 5 Eylül günü mesai saati bitiminde sona
ermekteydi. Ancak adli tatil süresi, Idari Yargilama Usulü Kanununun (IYUK) 61.
maddesinde 5229 sayili Kanunla yapilan degisiklikle önce Agustos ayinin birinci
günü baslayarak ve Eylül ayinin besinci gününe kadar sürecek sekilde
düzenlendi. Daha sonra 650 sayili KHK ile adli tatil 20 Temmuz ilâ 31 Agustos
olarak belirlendi. Ancak söz konusu KHK’nin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi
üzerine madde 6494 sayili Kanunla tekrar düzenlenerek adli tatil 20 Temmuz ilâ
31 Agustos tarihleri (bu günler de dahil) olarak belirlendi.
Hukuk
Muhakemeleri Kanunu (md. 102), Ceza Muhakemesi Kanununu (md. 331), Danistay
Kanunu (md. 86), Sayistay Kanunu (md. 101), Anayasa Mahkemesinin Kurulus Kanunu,
Askeri Yargitay Kanunu, Askeri Yüksek Idare Mahkemesi Kanunu (md 85),
Uyusmazlik Mahkemesi Kanunu (md. 5), gibi Kanunlarda da paralel düzenlemeler
yapilarak, adli tatilin süresi konusunda yargi kollari arasinda birlik
saglanmistir.
Görüldügü gibi
adli tatil süresi 2005 yilindan itibaren önce baslangiçtan 11 gün, sondan da bir
gün olmak üzere 12 gün kisaltilmis, daha sonra da bastan 11 gün uzatilmakla
birlikte sondan dört gün daha kisaltilmistir. Kisacasi adli tatil halen 20
Temmuz – 31 Agustos arasi, 42 gündür.
Adli tatilin
en önemli etkisi, süreleredir. Biz bu konuyu, vergi yargisi baglaminda ele
alacagiz.
IYUK’un 8/3.
maddesine göre, “Bu Kanunda yazili sürelerin bitmesi çalismaya ara verme
zamanina rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdigi günü izleyen tarihten
itibaren 7 gün uzamis sayilir.”
Bu hükmün
kapsamina, IYUK’da yazili bütün süreler, dava açma süreleri (bu Kanunla
belirlenmis dava açma süreleri), idarenin veya davacilarin cevap süreleri, istinaf
veya temyiz yoluna basvuru süreleri, -20.7.2016’den önce açilmis davalarla
ilgili olarak - karar düzeltme süresi girmektedir.
Ancak burada
dikkat edilmesi gereken husus, sürenin son gününün adli tatil içerisine
rastlamasidir. Örnegin, 5 Temmuz günü teblig edilen vergi/ceza ihbarnamesine
karsi 30 günlük dava açma süresinin son günü olan 4 Agustos, adli tatil
içerisinde kaldigindan, süre 7 Eylül mesai saati bitimine kadar uzayacaktir.
Buna karsilik, 3 Agustos günü teblig edilen vergi/ceza ihbarnamesine karsi dava
açma süresinin son günü 2 Eylül oldugundan ve bu tarih adli tatil içine
rastlamadigindan, dava açma süresi uzamayacak ve 2 Eylül günü sona erecektir.
Burada hemen
belirtelim, dava açmak veya yukarida siraladigimiz diger adli basvurulari
yapmak isteyenlerin, adli tatilin bitmesini beklemelerine gerek yoktur. Adli
tatil içerisinde de, dava açilabilir veya diger dilekçeler verilebilir.
IYUK’un
8/3. maddesinin adli tatil dolayisiyla uzayacagini belirttigi
süreler, IYUK’da yazili sürelerdir. Diger Kanunlarda yazili süreler konusunda,
mevzuatimizda netlik yoktur. Örnegin ödeme emrine karsi açilacak davalarla
ilgili süre, IYUK’da degil, Amme Alacaklarinin Tahsil Usulü Hakkinda Kanunda
yer almistir. Bir baska örnek olarak emlâk vergisi arsa/arazi takdir
komisyonlarina karsi açilmis davalarda temyiz süresidir. Bu süre de Vergi Usul
Kanununda 15 gün olarak belirlenmistir. Bu sürelerin sonunun adli tatile
rastlamasi halinde, bu sürenin de uzayip uzamayacagi tartismalidir. Bu konudaki
içtihatlar da çeliskilidir. Bu nedenle, sürelerin IYUK disinda diger Kanunlarda
yazili oldugu hallerde, ilgili Kanundaki süreye itibar etmekte yarar vardir.
Zaman zaman
yanilgilara ve hak kayiplarina yol açan bu belirsizligin, giderilmesi, bütün
dava açma sürelerinin adli tatilden etkileneceginin kanunda açiklikla
belirtilmesi zorunludur. Önerimiz,
Kanunun 8/3. maddesinde yer alan “Bu
Kanunda yazili sürelerin” ibaresinden sonraya “ve diger Kanunlarda idare veya vergi mahkemelerinde dava açma süresi
olarak belirlenmis sürelerin” ibaresinin
eklenmesidir. Böylece, sorun ve duraksamalar ortadan kalkar.
Adli tatilde,
adli yargida bütün mahkemeler tatil yapmaz. Örnegin, sulh hukuk mahkemeleri, is
mahkemeleri, kadastro mahkemeleri, icra daireleri çalismalarina devam ettigi gibi,
bazi davalara adli tatilde de devam edilir (örnegin basit yargilama usulüne
tabi davalar gibi).
Idari yargida
(idare ve vergi mahkemelerinde) ise Bölge Idare Mahkemesi Baskaninin önerisi
ile Hakimler ve Savcilar Kurulunca, Bölge Idare Mahkemesi görev alani
içerisinde çalismak üzere idare ve vergi mahkemesi baskan ve üyeleri arasindan
seçilen üyelerle üç üyeli “nöbetçi mahkeme”ler olusturulmaktadir.
Bu sekilde
olusan Nöbetçi Mahkemeler, sadece adli tatil süresince görev yaparlar ve
yürütmenin durdurulmasi taleplerinin degerlendirilmesi, delillerin tespiti gibi
islerle kanunun belli süreler içerisinde yapilmasini istedigi islerle
ilgilenirler.
Benzeri
uygulama Danistay için de söz konusudur. Danistay’da da bir baskan, dört üye ve
bir yedek üyeden olusan nöbetçi daire olusturulmaktadir. Bu dairenin görevleri
ise Danistay Kanununda, hükümetçe verilecek ivedi isler ile Kanunlarin belli
sürelerde yapilmasini istedigi isleri karara baglamak, yürütmeyi durdurma
taleplerini incelemek, delil tespitine iliskin isleri yapmak, tutuklu
memurlarin yargilanmalari talepleri hakkinda karar vermek seklinde
belirlenmistir.
Benim konuya
iliskin önerim ise, ileride bir süre tartismasi yasamamak, bir hak kaybina
ugramamak için, adli tatili bos verip, dava açma, cevap verme, temyiz veya
itiraz/istisnaf basvurusunda bulunma, karar düzeltmesi gibi islemleri sanki
tatil yokmusçasina süresinde yapmanizdir.