UYUMLU MÜKELLEFLERE VERGI INDIRIMI
Dünya
Gazetesi 14.2.2017
Hemen her
vergi affi zamaninda, vergi affi kanunlarinin adaletsizliklere yol açtigi,
dürüst ve vergisini zamaninda ödeyen mükelleflerin cezalandirilmasi sonucunu
verdigi seklinde görüsler ileri sürülür ve bu yolda elestiriler, dürüst
mükelleflerin de buna karsilik ödüllendirilmesi savunulur. Bu ödüllendirme isi
nihayet gün yüzüne çikiyor.
Bir süre
önce Maliye Bakani Naci Agbal, dürüst ve vergisini zamaninda ödeyen mükellefler
için de bir çalisma yapildigini ve kisa zamanda yasama geçirilecegini
duyurmustu. Bu çalismalara dayali bir Kanun teklifi, geçtigimiz günlerde
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitas tarafindan Meclis’e sunuldu ve Plan ve
Bütçe Komisyonu’na havale edildi. Söz konusu teklifin Gelir Vergisi Kanunu’nun
mülga 121. maddesini yeniden ihdas ederek konuyu düzenleyen maddesini, bu
yazimizda irdeleyerek aktarmak istiyoruz.
Ancak hemen
söyleyeyim, ki hep yaziyorum, ölmüs, mülga olmus maddelerin yeniden
canlandirilmasi hem tedvin teknigine aykiridir hem de ileride karisikliklara
yol açacak bir uygulamadir. Bu nedenle düzenlemenin 121/A veya mükerrer 122.
madde olarak yasalastirilmasi yerinde olacaktir.
“Vergiye
Uyumlu Mükelleflere Vergi Indirimi” baslikli madde ile saglanan olanaktan,
ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar
ile finans, bankacilik ve sigortacilik sektörlerindekiler hariç kurumlar
vergisi mükelleflerinin yararlanmasi öngörülmektedir. Gayrimenkul sermaye ve
menkul sermaye iradi sahipleri dislanmis, vergisini daha gelirini elde etmeden
hemencecik ödeyen ücretliler ise yok sayilmistir. Ancak yüksek ücretlilere
haksizlik yapilmadigi, zaten yillik brüt 70.000 liradan fazla ücret geliri elde
edenlerin bu miktari asan ücretleri için vergi tarifesinde bir indirimin
bulundugu söylenebilir. Ancak getirilmesi öngörülen düzenleme ile yüksek
ücretler için uygulanan ayrim kurami terk edilerek, onlarin da vergiye uyumlu
mükellef statüsüne alindiklari söylenebilir.
Vergi
Indiriminden yararlanabilmek için aranan kosullar ise Teklifte su sekilde
belirlenmis.
> Indirimden
yararlanilacak yil beyannamesi ile önceki iki yil vergi beyannamelerinin
süresinde verilmis olmasi (bu beyannamelerle ilgili sonradan düzeltme veya
pismanlik beyaninda bulunmasi bu kosulun ihlali sayilmayacaktir) ve bu
beyannamelerden dogan vergilerin süresinde ödenmis olmasi
> Indirimden
yararlanilacak yil ve öncesindeki iki yil içinde haklarinda beyana tabi vergi
türleri itibariyle ikmalen, re’sen veya idarece bir tarhiyat yapilmamis
bulunmasi (yapilan tarhiyatin kesinlesmis yargi karariyla yahut uzlasma veyahut
düzeltme hükümleri ile tamamen kaldirilmis olmasi halinde bu kosul ihlal
edilmis sayilmayacaktir). Burada “beyana tabi vergi türleri” denilirken,
mükellefin verdigi bütün beyannamelerin dâhil oldugu vergi türleri
kastedilmektedir. Öte yandan söz konusu üç dönemde mükellefin verdigi bütün
beyannamelerden her hangi birinin gerçek durumu yansitmadiginin indirim
uygulamasindan sonra saptanmasi ve yapilan tarhiyatin kesinlesmesi üzerine, indirim
uygulamasi dolayisiyla ödenmeyen vergiler de cezali olarak aranacaktir. Burada
zamanasimi tarhiyatin kesinlesmesini izleyen yilbasindan itibaren islemeye
baslayacaktir. Ancak bu düzenlemenin, özellikle yarginin geç isleyen yapisi
dolayisiyla gecikme faizi kaynakli olarak adaletsizliklere yol açacagi açiktir.
- Indirimin
hesaplanacagi beyannamenin verildigi tarih itibariyle vergi asli (ve varsa ceza
da dahil) 1.000 liranin üzerinde vadesi geçmis borcun bulunmamasi. Teklife göre
gecikme faizi veya zammi ile diger kamu borçlari burada dikkate alinmayacaktir.
> Indirim
hesaplanacak beyannamenin ait oldugu yil ile öncesindeki dört yil için mükellef
hakkinda Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yazili fiilleri isledigi
hakkinda her hangi bir tespit yapilmamis olmasi. Ancak yapilan bu tespitin
hukuka aykiriligina yargi organlarinda hükmedilmesi halinde geriye dogru
düzeltme yapilmasinin da metne islenmesi gerekir. Ayrica burada vergi yargisina
mi yoksa ceza yargisina mi itibar edilecegi de ayri bir sorundur. Malûm, her
iki yargi kolunun farkli kararlar verdigi, vergi yargisinin iptal ettigi
tarhiyatin mükellefinin ceza yargisinda mahkûm edildigi veya tam tersinin
gerçeklestigi örnekler fazlacadir.
Yukaridaki
kosullari tasiyan mükellefler, yillik gelir veya kurumlar vergisi
beyannamelerinde hesaplanan verginin %5’ini, 1 milyon lirayi geçmemek üzere,
ödenecek vergiden indireceklerdir. Indirilecek tutarin, ödenecek vergiden fazla
olmasi halinde fazla kisim, 1 yil içinde mahsuben iade edilecektir. Bu sürede
mahsup edilemeyen vergiler ise, iade edilmeyecektir.
Bu uygulama,
1.1.2018 tarihinden sonra verilecek yillik gelir ve kurumlar vergisi
beyannameleri için söz konusu olacaktir. Oysa bu yil verilecek 2016
beyannamelerine uygulanmamasi için hiçbir sebep yoktur. Dürüst mükellefleri
ödül için bir yil bekletmenin bir anlami da yoktur. Öte yandan Bakanlar
Kurulu’na %5 oranini sifira kadar indirme yetkisinin verilmesi de, bu uygulama
için güven verici degildir. Malûm, vergisini vadesinden önce ödeyenler için
6183 sayili Kanun’la getirilen “erken ödeme indirimi” (ek madde 1)
uygulamasinda da oran Bakanlar Kurulu Karari ile sifirlanmis ve uygulama kanuna
ragmen sonlandirilmistir. Umarim 2018’e kadar böyle bir uygulama yapilmaz.
Bence bu
teklifi yasalastirarak, sicagi sicagina uygulamak ve dürüst mükellefe taninan
bu hakki Bakanlar Kurulu’nun takdir ve insafina birakmamak daha yerinde
olacaktir.