ADLI TATIL

19.07.2016 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 4860 görüntülenme YAZDIR

Adli Tatil

Dr. Bumin DOGRUSÖZ

Dünya Gazetesi; 19.07.2016

Geçtigimiz günlerde yasadigimiz darbe tesebbüsü, sadece demokrasi tarihimizde bir kara leke olarak yer almamis, toplum yasantisinda da belki onarilmasi zamana bagli ekonomik ve hukuki sikintilari da beraberinde getirmistir. Darbe tesebbüsü, devleti, devletin anayasal düzenini ve devletin demokratik hukuki yapisini ve ekonomisini hedef almistir. 

Her devletin, anayasal düzenin, demokrasinin, kendisini hedef alan bu gibi girisimler karsisinda kendisini koruyucu tedbirleri almasi son derece dogaldir. Hiçbir demokrasi, kendisini tahrip özgürlügünü içermez. 

Darbe tesebbüsüne karsi en büyük gücün sokaga çikan halk olmasi, demokrasi bilincinin, halkin demokratik rejime sahip çikma bilincinin ülkemizde yerlesme sürecinin olumlu bir göstergesidir. Ancak bu kalkismanin basarisiz kilinmasinin, darbe tesebbüsünün basariyla berteraf edilmesinin sonrasinda alinacak tedbirler kapsaminda da demokratik hukuk devleti sinirlari içerisinde hareket edilmesi zorunlulugunun da unutulmamasi gerekir. Elbetteki bu kapsamda yeni bazi hukuki düzenlemeler yapilacak, bazi tedbirler alinacaktir. Ancak bu düzenlemelerin yapilmasinda veya açiklamalarin kamuoyuna aktarilmasinda da dikkatli davranilmasi gerekmektedir. Bu konudaki sorumlulukta biraz basina düsmektedir. Özellikle haberlerin hazirlanmasinda konu uzmanlarindan yararlanilmamasi, bazen yaniltici veya yanlis anlamaya elverisli sonuçlar üretebilmektedir. Her haberin konu uzmaninin gözden geçirmesi ile verilmesi geregine maalesef dikkat edilmemektedir. Bunun ön güzel örnegini, bu yazimizin konusunu olusturan “Adli Tatil” konusu vermektedir. 

Basinda, TV’lerde geçen haberlerde ve alt yazilarda adli tatilin iptal edildigi haberi yer almistir. Oysa bu haber, yaptigimiz arastirmaya göre dogru degildir. Dogrusu, HSYK Genel Sekreterligi’nin duyurusuna göre, tüm hakim ve savcilarin izinlerinin iptal edilmesi, yillik ara verme süresinden yararlanacagi bildirilen tüm savci ve hakimlerin yillik ara verme isleminin iptal edilmesidir. Zaten adli tatilde, bütün mahkemeler tatil yapmaz. Örnegin sulh hukuk mahkemeleri, is mahkemeleri, kadastro mahkemeleri, icra daireleri çalismalarina devam ettigi gibi, bazi davalara adli tatilde de devam edilir (örnegin basit yargilama usulüne tabi davalar gibi). Ceza yargisinda da sulh ceza hakimlikleri adli tatilde de çalistigi gibi acil durumlarda ceza mahkemeleri zaten çalismaktadir. 

Uzmanlik alanim açisindan, yani vergi yargisi açisindan konuya yaklasacak olursak, vergi yargisi 20 Temmuz’da adli tatile girecek ve 1 Eylül’e kadar sürecektir. 

Adli tatilin vergi yargisindaki en önemli etkisi, süreleredir. Idari Yargilama Usulü Kanunu’nun 8/3. maddesine göre, “Bu kanunda yazili sürelerin bitmesi çalismaya ara verme zamanina rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdigi günü izleyen tarihten itibaren 7 gün uzamis sayilir.” 

Bu hükmün kapsamina, Idari Yargilama Usulü Kanunu’nda yazili bütün süreler, dava açma süreleri (bu kanunla belirlenmis dava açma süreleri), idarenin veya davacilarin cevap süreleri, itiraz veya temyiz süreleri, karar düzeltme süresi girmektedir. (20 Temmuz’dan itibaren açilacak davalar, yeni yargilama usulüne ve istinaf sistemine tabi olmakla birlikte bu degisiklikler, bu tarihten önce açilmis davalari etkilemediginden bu yil adli tatili de ilgilendirmemektedir. Bu degisiklikleri önümüzdeki yazilarda irdeleyecegim) 

Süre uzamasi, sürenin son gününün adli tatile denk düsmesi halinde söz konusudur. Dolayisiyla burada dikkat edilmesi gereken husus, sürenin son gününün adli tatil içerisine rastlamasidir. Örnegin, 5 Temmuz günü teblig edilen vergi/ceza ihbarnamesine karsi 30 günlük dava açma süresinin son günü olan 4 Agustos, adli tatil içerisinde kaldigindan, süre 7 Eylül mesai saati bitimine kadar uzayacaktir. Buna karsilik, 2 Agustos günü teblig edilen vergi/ceza ihbarnamesine karsi dava açma süresinin son günü 1 Eylül oldugundan ve bu tarih adli tatil içine rastlamadigindan, dava açma süresi uzamayacak ve 1 Eylül günü sona erecektir. 

Idari Yargilama Usulü Kanunu’nun 8/3. maddesinin adli tatil dolayisiyla uzayacagini belirttigi süreler, Idari Yargilama Usulü Kanunda yazili sürelerdir. Diger kanunlarda yazili süreler konusunda, mevzuatimizda netlik yoktur. Örnegin ödeme emrine karsi açilacak davalarla ilgili süre, Idari Yargilama Usulü Kanunu’nda degil, Amme Alacaklarinin Tahsil Usulü Hakkinda Kanun’da yer almistir. Bu sürenin sonunun adli tatile rastlamasi halinde, bu sürenin de uzayip uzamayacagi tartismalidir. Bu konudaki içtihatlar da çeliskilidir. Bu nedende, dava açma sürelerinin Idari Yargilama Usulü Kanunu disinda diger kanunlarda yazili oldugu hallerde, ilgili kanundaki süreye itibar etmekte yarar vardir. 

Zaman zaman yanilgilara ve hak kayiplarina yol açan bu belirsizligin giderilmesi, kisilerin yasayacagi hak kayiplarini önlenmesi açisindan bir zorunluluk olarak karsimiza çikmaktadir. 

Burada hemen belirtelim, dava açmak veya yukarida siraladigimiz diger adli basvurulari yapmak isteyenlerin, adli tatilin bitmesini beklemelerine gerek yoktur. Adli tatil içerisinde de, dava açilabilir veya diger dilekçeler verilebilir.