YENI DÖNEMIN VERGI HUKUKU

09.11.2017 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 4512 görüntülenme YAZDIR

YENI DÖNEMIN VERGI HUKUKU

Dünya / 7.11.2017

Önceki dört yazimi vergi hukukunun anayasal temelleri ve ilkelerine ayirmistim. Bu yazimda da onlarin devami niteliginde gelecege bakalim istedim.

            Bilindigi gibi, Anayasamizda önemli degisiklikler yapan ve –anayasa hukukçularinin rejimi nitelendirme ve adlandirma tartismalarini bir kenara birakarak - cumhurbaskanligi sistemi olarak adlandirilan düzenlemeler öngören 6771 sayili Kanun 16 Nisan’da halk oylamasi ile kabul edildi. Bu degisiklikler ile yürütme organi Anayasa’da yeniden sekillendirildi. Bu degisikliklerden dogrudan en fazla etkilenen hukuk dali ise, ilkeleri Anayasa ile belirlenen vergi hukukudur. Bu defa bu etkilesimi irdelemeye çalisacagiz. Ancak bastan belirtelim, bizi ilgilendiren veya aktaracagimiz degisiklikler, TBMM ve Cumhurbaskani seçiminin yapilacagi - seçimler öne alinmadigi takdirde - 3.11.2019 tarihinde yürürlüge girecektir. (Yazimda kisaltma anlaminda olmak üzere yürürlük sonrasina yeni dönem diyecegim)  

            Anayasamizin 8. maddesine göre “yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaskani ve Bakanlar Kurulu tarafindan Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanilir ve yerine getirilir” iken yeni dönemde bakanlar kurulunun kaldirilmasi sebebi ile yürütme yetkisi ve görevi artik Cumhurbaskani tarafindan Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanilacak ve yerine getirilecektir.

            Buna bagli olarak da, Anayasanin vergilendirme ilkelerini düzenleyen hükmünde (md. 73) yer alan vergilerin yasalligi ilkesine istisna olarak Bakanlar Kuruluna taninmis veya taninabilecek yetkiler de yeni dönemde artik Bakanlar Kurulu tarafindan degil, Cumhurbaskani tarafindan kullanilacaktir. Peki, Cumhurbaskani bu yetkisini nasil kullanacaktir? Bu sorunun yaniti için önce Anayasanin 104. Maddesini incelemek gerekmektedir.

            Söz konusu maddede “Cumhurbaskani, yürütme yetkisine iliskin konularda Cumhurbaskanligi Kararnamesi çikartabilir” hükmü yer almistir. Ancak cümlenin devaminda “Anayasanin ikinci kisminin (…) dördüncü bölüm(ün)de yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaskanligi Kararnamesi ile düzenlenemez” hükmü yer almistir. Anayasanin vergilendirme ilkelerini düzenleyen 73. maddesi ise söz konusu dördüncü bölümdedir. Bu düzenlemeler irdelendiginde konumuza iliskin olarak mevcut Anayasaya benzer düzenlemeler öngörüldügü görülmektedir.

            Mevcut Anayasaya göre 73. madde ile Bakanlar Kuruluna taninan yetkiler, Bakanlar Kurulu Kararlari ile kullanilirken, Bakanlar Kurulu bu yetkilerini Kanun Hükmünde Kararname seklinde kullanamiyor. Çünkü yeni dönemde Cumhurbaskanligi Kararnamesi için getirilen sinirlamanin bir benzeri Kanun Hükmünde Kararnameleri düzenleyen mevcut düzenlemede de yer almaktadir.    

            Bu düzenlemelerden anladigim uygulamada “Cumhurbaskanligi Kararnamesi”nin disinda Cumhurbaskani tarafindan yayimlanacak “kararnameler” de olacaktir. Bunlara “olagan kararnameler” de diyebiliriz. Söyle de diyebilirim. Cumhurbaskani asli düzenleme yetkisini Cumhurbaskanligi Kararnamesi ile –yasama tarafindan yetkilendirildigi – türev düzenleme yetkisini ise olagan Kararnameler ile kullanacaktir.

            Bu görüsümüzü, Anayasa Mahkemesine Cumhurbaskanligi Kararnamelerinin Anayasaya uygunlugu denetimini yapma yetkisini veren yeni dönemde uygulanacak 148. madde de teyit etmektedir. Bu düzenlemeye göre Anayasa Mahkemesi Cumhurbaskani Kararnamelerinin Anayasaya aykirilik iddialarini inceleyecektir. Anayasaya aykirilik iddiasi ancak asli düzenlemelerde ileri sürülebilecek bir iddiadir. Yeni dönemin 104. maddesindeki “kanunda açikça düzenlenen konularda Cumhurbaskanligi Kararnamesi çikartilamaz” hükmü dolayisiyla asli düzenleme, ancak kanun ile yapilmis düzenleme olmadiginda söz konusudur. Kanunlara aykirilik iddialarini inceleme yetkisi, Anayasa Mahkemesine ait degildir.

Kanunlarin verdigi yetkilere göre, bir baska deyisle türev düzenleme yetkisine göre kabul edilebilecek olagan kararnamelerin ise genelde kanunlara aykiriligi söz konusu olabilir. Böyle bir iddiayi inceleme görevi ise yine Danistay’a ait olacaktir. Örnegin Cumhurbaskani hiç olmayan yeni bir vergiyi Cumhurbaskani Kararnamesi ile ihdas ederse, verginin yasalligi ilkesine (Anayasa md. 73/3) aykiriligi söz konusu olacak ve bu iddiayi Anayasa Mahkemesi inceleyecektir. Buna karsilik Cumhurbaskani KDV Kanununun vergi oranini % 40’a kadar çikartma yetkisini veren düzenlemesine dayanarak bir ürünün vergi oranini % 42 olarak belirleyen bir Kararname –olagan kararname- yayinlarsa bu Kararname Anayasaya aykiri degil, yetki unsuru dolayisiyla Kanuna aykiri olacak ve konuyu inceleme görevi Danistay’da olacaktir.  

Ancak uygulamada asli kararname (Cumhurbaskanligi Kararnamesi) ile olagan kararname arasinda bir adlandirma farkliligi olmadigi takdirde, kararnamelerin nitelendirilmesi sorunu çikacaktir. Tipki vergi hukukunda genel teblig veya sirkülerlerin, mükellef hukukunu etkileme açisindan baglayici olup olmadiginin belirlenmesinde oldugu gibi. 

Hiç süphesiz bu konularda netlik biraz uyum veya uyarlama kanunlarinin çikmasi biraz da içtihatlarla saglanacaktir.

Kösemin sinirlari doldu. Devami gelecek yazimda.  

Xxxxxxxxxx                xxxxxxxxxxxxxx                  xxxxxxxxxxxxxx

 

YENI DÖNEMIN VERGI HUKUKU  - 2

Dünya Gazetesi / 9.11.2017

Geçen yazimizda; “Anayasamizda önemli degisiklikler yapan ve –anayasa hukukçularinin rejimi nitelendirme ve adlandirma tartismalarini bir kenara birakarak - cumhurbaskanligi sistemi olarak adlandirilan düzenlemeler öngören 6771 sayili Kanun 16 Nisan’da halk oylamasi ile kabul edildi. Bu degisiklikler ile yürütme organi Anayasa’da yeniden sekillendirildi. Bu degisikliklerden dogrudan en fazla etkilenen hukuk dali ise, ilkeleri Anayasa ile belirlenen vergi hukukudur.” diyerek,  TBMM ve Cumhurbaskani seçiminin yapilacagi - seçimler öne alinmadigi takdirde - 3.11.2019 tarihinde yürürlüge girecek Anayasa degisikliklerinin vergi hukukuna etkisini irdelemeye baslamistik.

Söz konusu degisikliklerden etkilenecek en önemli konu “vergi hukukunun kaynaklari” konusudur. Mevcut Anayasaya göre olagan dönemlerde kanun hükmünde kararnameler vergi hukukuna kaynak olamazken, olaganüstü dönemlerde olaganüstü halin ilan sebebine bagli olarak vergi hukukuna kaynaklik edebilmektedir.

Anayasa degisikliklerinin yürürlüge girmesi ile birlikte kanun hükmünde kararname müessesesi tarihe karismaktadir. Dolayisiyla Anayasa degisikliklerinden sonra ne bir kanun hükmünde kararname çikartilmasi ne de vergi hukukuna kaynaklik edebilmesi mümkün olmayacaktir. Ancak Anayasa degisikliklerinin yürürlügünden önce çikartilmis kanun hükmünde kararnameler, hukuk sistemimizdeki varligini sürdürmeye devam edecektir.

            Anayasa degisiklikleri ile birlikte “tüzük” müessesesi de varligini yitirecektir. Yönetmelik müessesesi ise varligini sürdürecektir. Kamu tüzel kisileri ve bakanliklarin yani sira Cumhurbaskani da, kanunlarin ve Cumhurbaskanligi Kararnamelerinin düzenledigi konularda yönetmelik yayinlayabilecektir. Vergi hukukunda vergilendirmeye yönelik yönetmelik çikartilmasi mümkün olmamakla birlikte teknik konularin yönetmelikle düzenlenebilecegi unutulmamalidir. Burada, kanunun verdigi yetkiye dayali baglayici genel tebliglerin de aslinda birer yönetmelik oldugu veya yönetmelik formatinda yayinlanmasi gerektigine iliskin ögretideki görüsleri de unutmamak gerekir.

            Degisikliklerle birlikte sikiyönetim müessesesi yürürlükten kalkmakla birlikte, olaganüstü hal müessesi bazi degisikliklerle birlikte varligini sürdürecektir. Anayasa’da belirlenmis hallerde Cumhurbaskani alti ay için olaganüstü hal ilan etme yetkisine de kavusmaktadir. Mevcut Anayasadaki olaganüstü dönem kanun hükmünde kararnamelerinin yerini Cumhurbaskanligi Kararnamesi almaktadir. Bu kararnameler açisindan Cumhurbaskani, geçen yazimizda söz ettigimiz olagan dönem Cumhurbaskani Kararnameleri için geçerli sinirlamalarla bagli olmadigindan, olaganüstü hallerde çikartilacak kanun hükmünde kararnamelerle vergi konularinin düzenlenmesi mümkün olabilecektir.

            Öte yandan mevcut Anayasanin 167. maddesi uyarinca, dis ticaretin ülke ekonomisi yararina olmak üzere düzenlenmesi amaciyla ithalat, ihracat ve diger dis ticaret islemleri üzerine vergi ve benzeri mali yükümlülükler disinda ek mali yükümlülükler koyma ve bunlari kaldirma konusunda Bakanlar Kuruluna 2976 sayili Kanunla verilen yetkiler de, Anayasa degisikliklerinin yürürlüge girmesi ile birlikte Cumhurbaskanina geçecektir. Cumhurbaskaninin bu yetkisi de bana göre Cumhurbaskanligi Kararnamesi ile degil, olagan kararname ile kullanilacak türden bir yetki olup, hukuka aykirilik iddialarinin incelenme yeri de Danistay olmak durumundadir (Cumhurbaskanligi Kararnamesi – Olagan Kararname ayirimini bir önceki yazimda irdelemistim.)