REKABET ETMEME KARSILIGI YAPILAN ÖDEMELER
Dünya Gazetesi / 20.6.2017
Sirketler
genellikle, özellikle üst düzey yönetim seviyesinde veya teknik uzmanlik
gerektiren konumlarda bilgi ve tecrübesiyle çalisanlar isten ayrildiklarinda,
çalistigi süre içerisinde edindigi bilgi ve tecrübeyi rakip veya kendi kuracagi
bir isletmede kullanarak sirkete zarar vermesi ihtimalini bertaraf etmek
amaciyla, is akdinin feshi ile birlikte rakip bir isletmede çalisamayacagi veya
rakip bir isletme açamayacagina iliskin sözlesmeler yapmaktadirlar. Bu
sözlesmeler hukuken geçerlidir.
Nitekim Borçlar Kanununun 444 üncü maddesinde; “Fiil
ehliyetine sahip olan isçilerin, hizmet iliskisi kendisine müsteri çevresi veya
üretim sirlari ya da isverenin yaptigi isler hakkinda bilgi edinme imkâni
sagliyorsa ve ayni zamanda bu bilgilerin kullanilmasi, isverenin önemli bir
zararina sebep olacak nitelikteyse, isverene karsi, sözlesmenin sona ermesinden
sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabina
rakip bir isletme açmaktan, baska bir rakip isletmede çalismaktan veya bunlarin
disinda, rakip isletmeyle baska türden bir menfaat iliskisine girismekten
kaçinmayi yazili olarak üstlenebi(leçegi)”
hükme baglanmistir. Ancak
bu taahhüt, özel durum ve kosullar disinda en fazla iki yil için geçerli
olabilir. Öte yandan söz konusu rekabet yasaginin, isçinin ekonomik gelecegini
hakkaniyete aykiri olarak tehlikeye düsürmemesi, yer, zaman ve islerin türü
bakimindan uygun olmayan sinirlamalari da içermemesi gerekir.
Söz konusu taahhüdün,
defaten veya dönemsel olarak yapilacak tazminat ödemesi karsiligi olarak bir
sözlesme ile verilmesi de mümkündür. Bu takdirde isten ayrilana yapilacak
ödemenin vergi kanunlari karsisindaki durumunu da irdelenmesi gerekmektedir.
Bu taahhüdün, bir hizmet
akdi ile çalisma sonucu ve onun uzantisi olarak verildigi açiktir. Bu nedenle
taahhüt karsiligi alinan tazminatin da ücret olarak nitelendirilmesi
gerekmektedir. Gerçi anonim sirketlerde yönetim kurulu üyeleri ile sirket
arasindaki akit, hizmet akdi olmamakla birlikte, Gelir Vergisi Kanunu söz
konusu kisilere ödenen aylik veya huzur hakki gibi ödemeleri de ücret olarak
kabul ettiginden, ayni sonuç bu konumdaki kisiler için de geçerlidir.
Nitekim Istanbul Vergi
Dairesi Baskanligi da 62030549-120[94-2014/714]-64428
sayi ve 23.5.2016 günlü Özelgesinde;
“rekabet yasagi çerçevesinde, is akdinin
feshine istinaden sözlesme kapsaminda isverenler tarafindan yapilan
ödemenin, isverenin çalisanina sundugu hizmet karsiligi olmayan bir ödeme gibi
görünse de, çalisanin geçmis dönemlerde isverene verdigi hizmet ve gelecek
dönemdeki is hayatinin kisitlanmasina karsilik gelecegini güvence altina almak
amaciyla verilen tazminat olarak degerlendirilmesi ve ücret olarak kabul
edilmesi gerekmektedir” yorumunda bulunmustur.
Söz konusu taahhüt karsiligi yapilan ödemenin tazminat
niteliginde olmasi, burada vergilendirmeme için bir gerekçe olusturmamaktadir,
çünkü bu taahhüt hizmet akdi ile çalismis olma durumuna dayanmakta ve onun bir
sonucu olarak karsimiza çikmaktadir. Bir diger deyisle, taahhüt ile hizmet akdi
arasinda illiyet bagi vardir. Öten yandan söz konusu ödeme, Gelir Vergisi
Kanununun tazminatlari kapsayan 25. maddesinde, söz konusu tazminata yer
verilmediginden, burada bir istisnanin varligindan da söz edilemez.
Dolayisiyla, söz konusu tazminat ödemelerinin de ücret
olarak vergilendirilmesi, ücret ödemelerinin ise Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinde
tevkifat kapsaminda degerlendirilmesi dolayisiyla, nakden veya hesaben ödenmesi
sirasinda vergi kesintisine tâbi tutulmasi gerekmektedir.