Varlik barisinin getirecekleri – götürecekleri
Dünya
Gazetesi; 28.06.2016
Yasama
organina sevk edilmis bulunan 76 maddelik “Yatirim Ortaminin Iyilestirilmesi
Amaciyla Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun Tasarisi” ile vergi
kanunlarinda (Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Deger
Vergisi Kanunu, Gider Vergileri Kanunu, Harçlar Kanunu, Emlâk Vergisi Kanunu ve
Damga Vergisi Kanunu) önemli diger bazi kanunlarda (Icra Iflas Kanunu, Çek
Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Sosyal Güvenlik Kanunu) önemli degisiklikler
yapilmasi öngörülüyor. Bunlari ileriki yazilarimda irdeleyecegim.
Bu yazimda,
söz konusu Torba Kanun Tasarisi ile tekrardan ihdas edilmek istenen “varlik
barisi” üzerinde durmak istiyorum. Çünkü yeni varlik barisi mükelleflere, akla
hiç gelmeyecek yollar ve avantajlar sunuyor.
Gerçek ve
tüzel kisiler yurt disinda bulunan para, altin, menkul kiymet veya sermaye
piyasasi araçlarini Türkiye’deki banka ve araci kurumlara, alacaklar ve
tasinmazlari ise vergi dairesine 31.12.2016 tarihine kadar bildirirler veya
beyan ederlerse, haklarinda bu bildirdikleri kiymet veya degerlerle ilgili
vergi incelemesi yapilmayacak, kambiyo mevzuatina göre inceleme söz konusu
olmayacak, gümrük mevzuati veya kaçakçilikla mücadele mevzuati uyarinca yahut
Türk Ceza Kanunu’na (Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinden kaynaklanan suç
gelirini aklama açisindan) göre sorusturma yapilamayacak. Bildirilen veya beyan
edilen tutarlar üzerinden her hangi bir vergi ödenmesi söz konusu
olmayacak.
Bu
kiymetlerin veya degerlerin kanunun yayimi tarihinde veya beyan/bildirim
tarihinde yurt disinda mevcut oldugunu tevsik zorunlulugu da maddede yok. Bu
nedenle tasari, bir miktar dövizin (örnegin kayit disi hasilati) yurt disina
götürülüp, sonra getirilmesine yol açma ihtimali vardir. Özellikle yurt içi
kayit disi hasilatini kayda almak isteyenlerin bu yola gitme ihtimallerine de
dikkat etmek gerekiyor.
Üstelik
“gerçek ve tüzel kisiler bu fikrada sayilan –yukarida aktardigim- varliklari,
diger kisilerin nam veya hesabina bildirimde veya beyanda bulunabilirler”.
Tasarida böyle yaziyor. (Konum disinda olmakla birlikte yazim sekli Türkçe’ye
aykiridir.) Yani Ahmet Beyin parasi X Sirketi adina beyan edilebilecek veya X
Sirketi yurt disinda kayit disi biraktigi ihracat bedelini patron Ahmet Bey
adina beyan edilebilecek.
Bankalara
beyan edilen para, altin, döviz ve menkul kiymetlerin bildirimi izleyen 1 ay
(31.12.2016’yi geçmemek kaydi ile), alacak ve tasinmazlarin karsiligi
tutarlarin ise beyani izleyen bir yil içerisinde Türkiye’ye getirilmesi
zorunlu. Ancak bu beyan edilen tutarlar bir sirket adina yapilirsa ve bu
tutarlar sirketin defterlerine kaydedilirse ve kanunun yürürlüge giris
tarihinde mevcut yurt disi kredilerin ödenmesinde kullanirsa, dogal olarak
ülkeye getirme zorunlulugu söz konusu olmayacak.
Ancak burada
zor olan, bir gerçek kisinin yurt disinda bir gayrimenkulü varsa, örnegin
Almanya’da 100 bin euro degerinde bir dairesi varsa, bu daireyi satmadan bu
parayi nasil ülkeye getirecegi. Üstelik bir gerçek kisinin bunu niçin beyan
edecegi de ayri bir soru.
Sirketlerin
bu beyan ettikleri tutarlari kayda almalari da ihtiyari. Çünkü tasari beyan ve
bildirim konusu tutarlar için “defter tutan mükellefler tarafindan (…) kanuni
defterlerine kaydedilebilir” demektedir. Bu ifade “kaydederler”den farklidir,
ihtiyarilik ihdas edilmektedir. Defterlere kaydedilmeme olanaginin sonucu
olarak, kaydedilse de mükelleflerce beyan edilen bu tutarlar, “dönem kazancinin
tespitinde dikkate alinmaz”. Yani vergiye tabi degildir. Kurumlarca beyan
edilen tutarlar, defterlere kaydedilmekle birlikte, sermayeye eklenmemis olmak
kaydi ile isletmeden çekilirse, kâr dagitimi sayilmayacaktir ve bu kâr dagitimi
üzerinden stopaj veya yillik gelir vergisi tarh edilmeyecektir.
Yani,
bahsettigimiz (X) AS., yurt disinda elde ettigi ve kayitlarinda gözükmeyen,
patron Ahmet Beyin yurt disi banka hesabindaki kayit disi hasilatini, sirket
olarak beyan eder ve kâr diye dagitirsa hiç vergi ödemeyecektir. Ahmet Beyin
ise vergisiz aldigi kâr payini bir sonraki varlik barisi hayali ile yine yurt
disina götürme ihtimali de pek yüksektir. Bu tip senaryo çoktur. Bunlari
önleyecek hiçbir düzenleme tasarida yoktur.
Beyan edilen
veya bildirilen tutarlarin ileride baska konularda yapilacak vergi incelemeleri
için bir koruyucu kalkan görevi, taslakda öngörülmemistir. Yani bu tutarlarin
ileride baskaca konularda bulunacak matrah farklari üzerinden tarh edilecek
vergiler açisindan bir avantaji olmayacaktir. Yeni varlik barisi, eskilerinden
bu yönden ayrilmaktadir.
Bu maddenin
gerekçesinde her ne kadar, “yurt disinda bulunan varliklarin Türkiye’ye
getirilmesi ve milli ekonomiye kazandirilmasi” seklinde bir amaç ortaya
konulmussa da taslak maddesi, korkarim ki ne bu amaca hizmet edecektir ne de
hazineye bir fayda saglayacaktir. Bu nedenle maddenin yasama organinda
görüsülmesi sürecinde gözden geçirilmesi ve amaca hizmet etmeyecek kötüye
kullanimlari önleyici subaplarin maddeye eklenmesi gerekmektedir.