DEĞERLİ KONUTLAR VERGİSİNDE İSTİSNA VE MUAFİYETLER
Dr.
A. Bumin DOĞRUSÖZ
Dünya
Gazetesi / 25.2.2020
Önce konuyu yine özetleyerek başlayalım.
Bilindiği gibi 7194 sayılı Kanunla, Değerli Konutlar Vergisi (DKV) ihdas
edildi. Bu verginin Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM) tarafından belirlenen
değeri veya emlâk vergisi değeri 5 milyon lirayı geçen konutların maliklerinden
veya intifa hakkı sahiplerinden alınması öngörüldü. Ancak Kanunun çeşitli
haksızlıklar içerdiği, Anayasaya aykırı düzenlemeler ihtiva ettiği yasama
organı tarafından da kabul edilerek, 7221 sayılı Kanunla verginin beyan ve
tahsili gelecek yıla bırakıldı, verginin konu ve matrahına ilişkin düzeltme ile
birlikte istisna ve muafiyetleri yeniden düzenlendi. Ve nihayet 7221 sayılı
Kanun 20.2.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Bu değişikliklerle ve özellikle yeni
istisnalarla ilgili olarak çok soru gelmesi üzerine, gelecek yılı
ilgilendirmekle birlikte şimdiden konuyu irdeleyeyim istedim. Konut
maliklerinin, gelecek yıl olsa da, şimdiden vergi yüklerini görmek istemeleri
son derece doğal.
Yeni düzenlemeye göre, DKV’nin konusuna giren
konutların ve vergi matrahlarının belirlenmesinde, sadece emlâk vergisi değerlerine
bakılacak. 2020 yılı emlâk vergisi değeri 5 milyon lirayı aşan konutların malik
veya intifa hakkı sahipleri, 2021 yılında bu vergiye ilişkin olarak vergi
dairelerine beyanname (muhtemelen elektronik ortamda) verecekler ve çıkan
vergiyi iki taksitte (şubat ve Ağustos) ödeyeceklerdir. Bu vergi bir defa
değil, her yıl ödenecektir.
Verginin yeni tarifesi ise şu şekildedir. Bina
emlâk vergisi değeri;
- 5 milyon lira ile 7,5 milyon lira
arası olanlar: 5 milyonu aşan kısım üzerinden binde 3 oranında
- 7,5 milyon lira ile 10 milyon lira arası olanlar: 7,5 milyon liralık kısım
için 7.500 lira, 7,5 milyon lirayı aşan kısım için binde 6 oranında
- 10 milyon liradan fazla olanlar: 10
milyon liralık kısım için 22.500 lira, 10 milyon lirayı aşan kısım için binde
10 oranında vergi ödeyecekler.
Örneğin
emlâk vergisi değeri 6 milyon lira olan bir konut sahibi bu tarifeye göre 3.000
lira vergi ödeyecek, buna karşılık emlâk vergisi değeri 8 milyon lira olan bir
konut sahibi bu tarifeye göre 10.500 lira vergi ödeyecek.
Ben
konuyu aktarırken kolaylık olsun diye bu günkü değerleri esas aldıysam da, 2021
yılı uygulaması açısından, gerek 5 milyon liralık sınır, gerekse vergi
dilimlerinin, 2020 yılı sonu itibariyle açıklanacak olan yeniden değerleme
oranının yarısı kadar artırılmış şekli ile dikkate alınması gerekecektir.
Örneğin 2020 yılı yeniden değerleme oranının % 11 olarak açıklandığını farz
edecek olursa, 2020 yılı emlâk vergisi değeri 5.275.000 lirayı geçen konutlar
vergiye tabi olacaktır.
Gelelim muafiyet veya istisnalara; kamuya ait
binalarla, yabancı elçilik ve konsolosluklarla bina inşaat şirketlerinin
uhdesinde bulunan konutları bir kenara bırakırsak, kişilerin Türkiye sınırları
içerisinde bulunan mesken nitelikli tek taşınmazları bu vergiden muaf kılındı.
Bu muafiyetin uygulanmasında, emekli olma, başka geliri bulunmama vb. her hangi
bir koşul aranmayacaktır. Örneğin emlâk vergisi değeri 8 milyon lira olan bir adet
konutu bulunan Bay (A), emekli olmasa da, ticaretle uğraşsa da veya ücretli
çalışıyor olsa da bu konutu için DKV ödemeyecektir. Hatta Bay (A)’nın ayrıca
bir arsa veya arazisinin yahut kiraya verdiği dükkânının bulunması halinde de
bu muafiyet uygulanacaktır. Bu muafiyet açısından o konutta oturma koşulu da
aranmayacaktır. Örneğin Bay (A) söz konusu tek konutu kiraya verip bir başka
yerde kirada otursa dahi istisnadan yararlanacaktır.
Birden fazla mesken nitelikli taşınmazın
bulunması durumu ise biraz karışık. Kanunda aynen “Birden fazla mesken
nitelikli taşınmazı bulunanların DKV konusuna giren en düşük değerli mesken
nitelikli tek taşınmazı” denilerek istisna oluşturulmuştur. Bu ibarenin
tetkikinden, “birden fazla mesken”den kastedilenin, “birden fazla DKV’ye tabi
mesken” olduğu sonucu çıkmaktadır. Buna göre; emlâk vergisi değeri 3 ve 7 milyon
lira olan iki meskeni bulunan kişinin ikinci taşınmazı için DKV ödeyeceği
sonucu çıkmaktadır. İstisnanın bu kısmının uygulanabilmesi için kişinin DKV
konusuna giren birden fazla konutunun bulunması anlamı çıkmaktadır. Yani
örneğin Bay (B)nin emlâk vergisi değerleri 3 milyon, 6 milyon, 7 milyon ve 10
milyon olan 4 taşınmazı olduğunu farz etsek, 3 milyonluk mesken zaten vergi
dışı olduğundan ve 6 milyonluk mesken vergiden istisna olacağından, Bay (B)
sadece 7 ve 10 milyon liralık meskenleri için DKV ödeyecektir. Buradaki
muafiyet düzenlemesi biraz muğlak yazılmış olmakla birlikte muafiyeti ihdas
eden önergenin gerekçesinde, “birden fazla DKV kapsamına giren mesken nitelikli
taşınmazı olanların en düşük değerli taşınmazının” vergiden muaf tutulmasının
amaçlandığının yazılı olması da görüşümüzü doğrulamaktadır.
Taşınmaz kültür varlığı niteliğinde kabul
edilerek bu hususun tapuya tescil olunduğu konutların 2863 sayılı Kanun
uyarınca emlâk vergisi muafiyetlerinin, DKV açısından da geçerli olup olmadığı
da irdelenmesi gereken bir konudur. Hukuki gerekçelere köşemizin sınırları
itibariyle girmeksizin, bu konudaki görüşümün, 2863 sayılı kanunda yer alan
vergi muafiyetinin, DKV açısından geçerli olmadığı yönünde olduğunu da kısaca
belirteyim.
Malikler için geçerli bu istisnalar, tabii
ki, intifa hakkı sahibi olarak veya hisseli meskenlerde hisse sahibi olarak
mükellef olanlar için de geçerli.
Ve yine belirteyim ki, bunlar benim
yorumlarım. Bu konuda ileride Hazine ve Maliye Bakanlığınca yayımlanacak Genel
Tebliğler ile yapılacak yorumları da izlemekte yarar var.