BİNEK OTOMOBİLLERİN GİDERLERİ VE AMORTİSMANLAR

09.06.2020 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 1728 görüntülenme YAZDIR

BİNEK OTOMOBİLLERİN GİDERLERİ VE AMORTİSMANLARI

 

Dr. A. Bumin DOĞRUSÖZ

Dünya Gazetesi / 4 ve 9.6.2020

 

 

Gelir Vergisi Kanununun ticari kazançlarla ilgili 40’ncı ve serbest meslek erbabı ile ilgili 68’inci maddesinde 7194 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle, gerek ticaret erbabının gerekse serbest meslek sahiplerinin binek araçlarının gider ve amortismanları bazı kısıtlamalara tâbi tutulmuştur. Bu kısıtlamalar, kurumlar için de geçerlidir.

Bu konuyu 7194 sayılı Kanun daha teklif aşamasındayken 7.11.2019 günlü DÜNYA gazetesinde yayımlanan yazımla aktarmıştım. Ancak geçtiğimiz günlerde Gelir İdaresi Başkanlığınca yayımlanan (27.5.2020 günlü Resmi Gazete) 311 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile söz konusu değişikliklere ilişkin idari anlayış açıklanmıştır. Ben de konuyu ana hatları ile ve açıklanan idari anlayışla tekrar değerlendireyim dedim.

Konu söz konusu Tebliğ’de, hem ticari kazanç hem de serbest meslek kazancı açısından ortak olarak değerlendirilmiş ve gerek kiralama yoluyla edinilen gerekse işletmeye dâhil olan ve işte kullanılan binek otomobillerin giderlerine ile bunların amortismanlarının giderleştirilmesine ilişkin yeni esaslar açıklanmıştır.

Konumuz açısından binek otomobil ifadesinden, Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 87.03 pozisyonunda yer alan motorlu taşıtların anlaşılması gerekmektedir. Ambulanslar, mahkûm taşımaya mahsus arabalar, para arabaları, cenaze arabaları, itfaiye öncü arabaları gibi özel amaçla yapılmış motorlu taşıtlar ile trafik şube veya bürolarına kayıt ve tescil edilme zorunluluğu bulunmayan ve sadece havalimanı apron bölgesi gibi belli alanlarda kullanılan taşıtlar binek otomobili kapsamında değerlendirilmeyecektir. 87.03 pozisyonunda, 1+1, 1+3, 1+4 veya 1+7 koltuklu, şoför ve öndeki yolcunun arkasındaki kısımda emniyet kemerleri veya montajı tertibatı, koltuk ve emniyet ekipmanı montajı için sabit tertibat, aracın iç kısmının her tarafında, araçların yolcu bölümlerinde yer alan konfor özellikleri ve iç döşemeleri (örneğin: yer kaplamaları, havalandırma, iç aydınlatma, küllükler), iki yan panel boyunca arka camları bulunan; şoför ve öndeki yolcuların bölümü ile insan veya eşya taşınması için kullanılan arka bölüm arasında sabit bir panel veya bariyer bulunmayan kapalı kasa motorlu taşıtlar yer almaktadır. Bu bağlamda binek otomobiller, 87.03 pozisyonunda tanımlanan binek otomobiller ile esas itibarıyla insan taşımak üzere imal edilmiş (87.02 pozisyonuna girenler hariç) (steyşın vagonlar ve yarış arabaları dâhil) hem insan hem eşya taşıyabilen motorlu araçlar gibi çok amaçlı araçları da kapsamaktadır.

Önce şunu belirtelim ki, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek araçlarının gider ve/veya amortismanlarının giderleştirilmesi, aktaracağımız değişiklikler kapsamında değildir. Söz konusu binek araçları açısından gider ve amortisman uygulaması, değişikliklerin kapsamına girmemektedir. Bunlar, eski uygulamalarını aynen devam ettireceklerdir.

Ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 2020 yılı için ancak KDV hariç 5.500 Türk lirasına  (KDV’den istisna olan işletmelerde KDV dahil 5.500 TL’sına) kadarlık kısmını gider olarak dikkate alabileceklerdir. KDV ise indirim konusu yapılacaktır. Aşan kısım kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak dikkate alınabilecek ve kirayla beraber ödenen KDV’ninde KKEG’ye isabet eden kısmı indirim konusu yapılamayacaktır. Bu kısım da KKEG olarak dikkate alınacaktır. Bu esaslar, 2019 yılında yapılıp 2020’de de devam eden kiralamaların, 2020 kira bedelleri için geçerlidir.

Kiralama giderlerine ilişkin aylık gider kısıtlamasının uygulanmasında, kira ödemesine tekabül eden ayın içinde bulunduğu yıl için tespit olunan tutar dikkate alınacaktır. Bu husus özellikle, süresi izleyen yıla taşan kiralamalar açısından önem taşımaktadır.

Binek otomobillerin günlük şekilde kiralanmasında gider kısıtlaması, aylık sınırın o ayki gün sayısına bölünmek suretiyle bulunan tutar üzerinden uygulanacak, bu tutarı aşan günlük kira bedeli gider olarak kabul edilmeyecektir.

Binek otomobillerinin iktisabında, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının 2020 yılı için en fazla 140.000 Türk lirasına kadarlık kısmı ticari veya mesleki kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Aşan kısım ise kanunen kabul edilmeyen gider olarak ticari kazanca dâhil edilecektir. Serbest meslek uygulamasında ise KKEG düzenleme ve uygulaması olmadığından sadece 140.000 liraya kadar olan kısım gider yazılabilecektir.

Binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i, gelir ve kurumlar vergisi açısından safi kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilecektir. Bu giderler, genel olarak taşıtların tamir, bakım, yakıt, sigorta, kredi ile iktisaplarda iktisabı izleyen yıllarda maliyete eklenmeyip giderleştirilen faizler ve benzeri cari giderleridir. Yapılan giderlerin işletmeye veya envantere kayıtlı ya da kiralama yoluyla edinilen binek otomobillere ilişkin olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. (binek otomobiller için ödenen motorlu taşıtlar vergisi zaten gider olarak kabul edilmediğinden kısıtlama kapsamı dışındadır, kısıtlamaya karşılık bari kapsama alınsaydı). 

Finansal kiralama yoluyla edinilen taşıtlardaki uygulamayı köşeye sığdırmam zor olduğundan, bu konuda Tebliğe bakılmalıdır.

Amortisman konusuna gelince.

Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 2020 yılı için 160.000 TL, söz konusu vergilerin tercihen maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 2020 yılı için 300.000 TL’yi aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gelir ve kurumlar vergisi açısından safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.

213 sayılı Kanun hükümlerine göre, aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılan ve amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değerleri, itfa süresinin son yılında tamamen yok edilebilen binek otomobiller için aktife alınan yılda gider konusu yapılamayan amortisman bedellerinin tamamı, itfa süresinin son yılında amortismana esas bedel uygulamasından bağımsız olarak safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.

Binek otomobillere ilişkin gider olarak dikkate alınabilecek amortismana esas bedelin tespitinde, binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınacaktır.

İdari anlayışa göre, amortismanlara ilişkin gider kısıtlaması 7194 sayılı Kanunun yayımlandığı 7/12/2019 tarihinden itibaren iktisap edilen binek otomobillere uygulanacak olup, bu tarih ile 2019 yılı sonuna kadar iktisap edilenler için müteakip vergilendirme dönemlerinde gider olarak dikkate alınabilecek amortismana esas bedel; özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirası, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde amortismana tâbi tutarı 250.000 Türk lirasıdır. Ancak, bu tarih aralığında iktisap edilen binek otomobiller için 2019 yılında amortisman gideri kısıtlaması söz konusu olmayacak, bu otomobiller için ayrılan amortismanlar Kanunun yayımı tarihinden önceki hükümlere göre gider olarak indirim konusu yapılabilecektir. 2020 yılı başta olmak üzere müteakip yıllarda ise söz konusu binek otomobiller amortisman gider kısıtlamasına tabi olacak, amortismana esas bedelin tespitinde 2019 yılı için belirlenen tutar dikkate alınacaktır.

 7/12/2019 tarihinden önce iktisap edilmiş binek otomobillerde ise amortisman, değişiklik öncesi hükümlere göre gider yazılabilecektir.

Bu düzenlemeler, söz konusu araçların satışında haksız yere daha fazla vergi ödenmesine yol açacaktır. Öte yandan Tebliğ’de verilen örnekler, serbest meslek kazançlarında KKEG düzenleme ve uygulamasının olmayışı sebebiyle, serbest meslek erbabı için yetersiz ve anlamsız kalmıştır.

Buradaki uygulamanın satış kazancının, amortisman ayrılan tutarın amortismana tabi olması gereken kısıtlanmamış tutara olan oranı kadar olan kısmının vergiye tabi olması şeklinde yürümesi gerekmektedir.

Amortisman konusundaki idari anlayış, yukarıdaki şekildedir.

Şimdi gelelim bu düzenlemelerin değerlendirmesine.

Binek otomobillerinin yakıt, onarım bedeli, sigorta bedelleri gibi giderlerine getirilen % 70 sınırlaması, tacirin veya serbest meslek erbabının araçlarını iş günleri dışında da kullandıkları inancına dayanmaktadır. Ancak bu düzenlemenin, aksi kanıtlanabilir bir karine şeklinde değil de bir yasak şeklinde getirilmesi, düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı kıldığı gibi gelir vergisinin “safi” kazanç” şeklindeki temel ilkesine de aykırı düşmüştür. Binek araçlarını tatil günlerinde de iş için kullanan işyerleri ile iş günleri dışında kullanmayan mükelleflere haksızlık yapılmıştır. Bu mükelleflere, ispat yükü kendilerine ait olmak üzere binek araçlarının giderlerinin tamamını kazanç tespitinde dikkate alma olanağının sağlanmış olması gerekirdi. Çünkü bu mükellefler yeni düzenleme sonucu gerçek mali güçleri üzerinden vergilendirilmemekle, dezavantajlı duruma düşürülmüş durumdadır.

          Binek araçlarının alımında ödenen ÖTV ve KDV’nin gider yazılmasına getirilen sınırlama da mükellefleri gerçek kazanç ve mali güçleri üzerinden vergilendirilmesine engel oluşturmaktadır. Öte yandan işletmede oluşan nakit çıkışına ve dönen varlık azalmasına karşılık duran varlıklara aynı tutarda giriş olmamaktadır. Bu da özkaynaklarda azalmaya yol açacaktır.(Üstelik bir de gider yazılamayan kısım üzerinde KKEG olarak vergi ödenecektir.)

          Ortaya çıkan sonuç, Bakanlık tarafından yerinde olarak önemle takip edilen “işletmelerde öz kaynakların güçlendirilmesi” amaç ve çabaları ile de çelişmektedir. Bir yandan sermayelerdeki nakit artışlar faiz indirimi ile teşvik edilirken (KVK. md. 10/ı), bir yandan Vergi Konseyinde işletmelerin öz kaynaklarının güçlendirilmesi amacıyla çalışmalar yapılırken böylesi bir düzenlemenin getirilmesi bir çelişki olarak karşımıza çıkmaktadır.

          Öte yandan 7.12.2019 tarihi ile 31.12.2019 tarihi arası alınan araçlarla ilgili ve bu araçların 2020 ve sonraki dönemlerde amortisman kısıtlamasına tabi tutulacaklarına ilişkin görüşün, kanunun yayımı ile birlikte gelecek uygulamayı öğrenenlerin bunu bilerek araç aldıkları şeklinde bir gerekçeye dayandığını düşünüyorum. Ancak bu yorumun yasal bir dayanağı olmadığı da açık. Bu nedenle yargının bu yorumu benimseyeceği konusunda ciddi endişelerim var.

          Kısacası, içerisinde çeşitli haksızlıklar barındıran bu düzenlemelerin haklı ve yerinde olduğunu söylemek ve savunmak bana göre güçtür ve bu düzenlemeler ihtirazi kayda dayalı pek çok ihtilafa da yol açacak niteliktedir.