MALI TATILLE ADLI TATIL BIRLESIRSE
(10.9.2015 tarihli DÜNYA Gazetesinde
yayimlanmistir)
Mali Tatil Ihdas
Edilmesi Hakkinda Kanun’un birinci maddesinin ilk fikrasinda, her yil Temmuz
ayinin birinden yirmisine kadar (yirmisi dahil) mali tatil uygulanacagi,
Haziran ayinin son gününün tatil olmasi halinde, mali tatilin Temmuz ayinin ilk
is gününü takip eden günden baslayacagi, ikinci fikrasinda, son günü mali
tatile rastlayan sürelerin, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi
gün uzamis sayilacagi belirtilmistir.
Ayni Kanun’un 1/3. maddesinde, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre
belirli sürelerde yapilmasi gereken muhasebe kayitlari, bildirim süreleri ve
vergiyle ilgili islemlere iliskin dava açma sürelerinin mali tatil süresince
islemeyecegi, belirtilen sürelerin mali tatilin bitiminden itibaren tekrar
islemeye baslayacagi, besinci fikrasinda ise tatil süresince vergi ve ceza
ihbarnameleri ile mahsup taleplerine yönelik olanlar hariç bilgi isteme
taleplerinin mükelleflere, vergi ve ceza sorumlularina bildirilmeyecegi, ancak
tatil süresi içinde gerçeklesen tebligat islemlerinde sürenin mali tatilin son
gününden itibaren islemeye baslayacagi ifade edilmistir.
Mali
tatile iliskin bu Kanun ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belli sürelerde
yapilmasi gereken vergiyle ilgili islemlere iliskin dava açma sürelerinin mali
tatil süresince islemeyecegi tatil süresi içinde gerçeklesen vergilendirmeye
iliskin tebligatlarda sürenin mali tatilin son gününde islemeye baslayacagi kabul
edilmistir.
Idari Yargilama Usulü
Kanununun 61/1. maddesinde; bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yil bir
eylülde baslamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir agustosa kadar çalismaya ara
verecekleri; 8. maddesinde ise sürelerin teblig, yayin veya ilan tarihini
izleyen günden itibaren islemeye baslayacagi; tatil günlerinin sürelere dahil
oldugu, su kadar ki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, sürenin tatil
gününü izleyen çalisma gününün bitimine kadar uzayacagi, bu Kanunda yazili
sürelerin bitmesi çalismaya ara verme zamanina rastlarsa bu sürelerin, ara
vermenin sona erdigi günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamis sayilacagi düzenlenmistir.
Bu düzenlemelere göre kural olarak 1
Temmuz ile 20 Temmuz arasi Mali Tatildir, 20 Temmuz ile 1 Eylül arasi da Adli
Tatildir. Bazi idari veya yargisal islemlerde teblig tarihi öylesine denk
gelmektedir ki, dava açma veya temyiz süresi, bu düzenlemelerin birbirinin
pesisira uygulama alani bulmasiyla süreler olabildigince uzamaktadir.
Örnegin bir mükellefe (davaciya) Vergi Mahkemesinin karari 4.6.2014 günü teblig edilmis, davaci bu karari otuz
günlük temyiz süresi geçtikten sonra 15.7.2014 günü temyiz etmistir. Mahkeme,
yukaridaki düzenlemeleri dikkate almaksizin temyiz isteminin süreasimi
nedeniyle reddedilmis sayilmasina karar vermistir. Davaci bu defa bu karari
temyiz etmistir.
Temyiz
isteminin reddedilmis sayilmasi kararinin temyizi üzerine Danistay 4. Dairesi E.2014/7359 K.2015/3338 sayi ve 15.6.2015 tarihli
Karari (1) ile her iki Kanunu da
uygulayarak “5604 sayili Kanunun 1.
maddesinin 3. fikrasi uyarinca dava açma sürelerinin mali tatil süresince
islemeyecegi, belirtilen sürelerin mali tatilin bitiminden itibaren tekrar
islemeye baslayacagi yolundaki düzenleme dikkate alindiginda temyiz süresinin
son gününün mali tatilin içinde olan 04.07.2014 tarihi olmasi nedeniyle mali
tatilin son günü olan temmuz ayinin 20. gününe kadar uzayacagi, yine bu tarihte
adli tatile rastlamasi nedeniyle adli tatilin bittigi günden itibaren bir hafta
uzatilacagindan, davacinin 15.07.2015 günü yaptigi temyiz basvurusunun
süresinde oldugu anlasildigindan, dosyanin tekemmül ettirilerek temyiz
basvurusunun görüsülmesi için Dairemize gönderilmesi gerekirken, temyiz
talebinin süre yönünden reddeden mahkeme kararinda hukuka uygunluk görülmemistir”
gerekçesiyle yerel mahkeme kararini bozmustur.
Benim
düsüncemi sorarsaniz, ben hâlâ eski görüsümdeyim. Mali tatil 3568 sayili Kanuna
tâbi olarak mesleklerini ifa edenlerle ilgilidir. Tatil onlarindir. Bu husus
hem esas teklifte hem de Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunda açikça
vurgulanmistir. Eger davaci bir SMMM veya YMM ise mali tatile iliskin Kanun
uyarinca süreleri uzar. Mali tatil mükellefleri ve onlarin davalarini takip
eden avukatlari ve yargi mercilerini kapsamamaktadir. Bu nedenle mali tatilin herkes
için yargisal süreleri uzatici bir etkisinin olmamasi gerekir. Nasil ki adli
tatil mükellefin veya muhasebecisinin beyanname verme sürelerini uzatmiyorsa,
mali tatilin de dava açma ve /veya temyiz sürelerini, 3568 sayili Kanuna tabi
kisiler aleyhine yapilan islemler haricinde, uzatmamasi gerekir. Mali tatilin hak sahibi SMMM veya YMM’lerin
yargisal alanda bir görevleri yoktur.
Ayrica bu tatilin
Maliye Bakanliginin tatili de olmamasi sebebiyle, beyanname verme, defter tutma
gibi vergisel ödevleri tatil etmesinin de sadece defterleri SMMM tarafindan
tutulan, beyannamesi SMMM tarafindan verilenler ile ilgili olarak uygulanmasi,
uzlasma veya inceleme gibi islemlerde ise temsil yetkisi açisindan bir SMMM
veya YMM ile sözlesmesi olanlara tatbiki gerekir. Defterini kendi tutan,
beyannamesini kendi veren bir mükellefin, mali tatille hiçbir ilgisi yoktur.
Bu nedenle Danistay’in
anilan Kararina katilmiyorum. Ancak kisilere yargisal haklarin kullaniminda
olanak saglamasi açisindan konuya bakilirsa, Karardaki genisletici yorum da
kabul edilebilir.
(1) Bu Karar Yaklasim
Dergisinin Eylül 2015 tarihli 273. Sayisinda yayinlanmistir.