DİJİTAL HİZMET VERGİSİ VE BÜTÇE KANUNU
Dr.
A. Bumin Doğrusöz
Dünya
Gazetesi 3.3.2020
Geçen yazımda; Anayasanın 73/3. maddesinde
ifadesini bulan “verginin yasallığı ilkesi” uyarınca vergiler ancak bir kanun
konulup kaldırılabileceğini, ancak bir verginin tarh ve tahsil edilebilmesi
için ortada usulünce konulmuş bir vergi kanununun bulunması yeterli olmadığını,
yasama organının, kanunla koyduğu bu vergi için ayrıca tahsil izni vermesi gerektiğinden
söz ederek bu iznin bütçe ile verilebileceğini yazmıştım.
Bütçe kanunları, yasama organının bir yıl
için yürütme organına verdiği gelirleri toplama ve harcamaları yapma yetkisini
ifade eden birer hukuk metnidirler ve bütçe kanunları ile tahsil yetkisi
verilmeyen hiç bir kamu geliri, bütçe kanununun döneminde tarh edilemez. Aynı
şekilde bütçe kanunu ile ödenek ayrılmayan hiçbir kamu hizmeti için de harcama
yapılamaz.
Yıllık bütçeler Kanun kısmı ve eki niteliğinde
cetvellerden oluşur. (A) cetvelinde ödenekler (idarelere göre harcama
sınırları), (B) cetvelinde ise toplanacak gelirlerin tutar olarak tahmini ve
(C) cetvelinde ise B cetvelinde gösterilen kamu gelirlerinin yasal dayanakları
yer alır. Bu cetvelde gelirler için gösterilen yasal dayanaklar içerisinde yer
almayan hiçbir gelir, yasaya dayansa dahi tahsil edilemez.
Bütçenin bu hukuki özelliğinden hareketle,
2020 yılı Bütçe Kanunun (C) Cetvelinde 7194 sayılı Kanunu göremeyince, 7194
sayılı Kanunla ihdas edilen Dijital Hizmet Vergisinin (DHV) 2020 yılında tahsil
edilemeyeceği sonucuna varmış ve yazımda yazmıştım.
Meğer kazın ayağı öyle değilmiş. Ben de bir
yaşıma daha bastım.
Sağolsunlar, Maliye Bakanlığındaki dostlar
uyardılar. Ben de onların sayesinde bir hatadan döndüm. Meğer Bütçe Kanununun
(C) cetvelinde çok önemli bir subap maddesi varmış. (C) cetvelinin sonunda yer
alan “Vergi, Resim, Harç Ve Diğer Gelir Dayanaklarına İlişkin Diğer Mevzuat”
tablosunda; “(f) Diğer Hükümler” başlıklı bir fıkra varmış. Bu fıkra ile; “Bu cetvellerde her hangi bir şekilde yer
almayan Kanun, Kanun Hükmünde Kararname, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi,
Yönetmelik, Tebliğ ve diğer mevzuat ile ikili veya çok taraflı her türlü
anlaşmanın gelir, tarh, tahakkuk ve tahsiline ilişkin hükümleri” de yasal dayanak
olarak gösterilmiş durumda.
Yani aynen aktardığım fıkra diyor ki, Bütçe
Kanununun (C) cetvelinde yazılmasa, unutulsa, bir hata olsa da yürütme organı
bu yazılması unutulmuş geliri tahsile yetkilidir.
Dolayısıyla mali idare bu fıkraya göre kendisini,
dijital hizmet vergisini tarh ve tahsil yetkisine kavuşmuş olarak görmektedir.
Mali idarenin bu anlayışıda “idarenin kanuniliği” ilkesi uyarınca doğru ve
yerindedir. Zira İdare, Kanunları (Bütçe Kanununu) yerindelik veya Anayasaya
uygunluk gibi tartışmalara girmeksizin “aynen uygulamak” konumundadır. Bu
nedenle beyannameleri kabul ile tarh ve tahsil yapacak idareyi bu açıdan eleştirmek
veya kusurlandırmak mümkün değildir.
Elimdeki Bütçe Kitaplarına baktım, hiç
birinde bu fıkra ile ilgili bir tek söz yok. Ancak bütçe hocalarının, belki
farkında değiller, bu konuyu da bence değerlendirmeleri gerekir. (Bilmediğim bir
bütçe kitabında belki konu işlenmiştir, kimsenin de hakkını yemiyeyim).
Acaba bu fıkra Anayasa’ya uygun mudur? Bunun
ayrıca tartışılması gerekir. Tartışılacak birinci konu, bu fıkra varsa (C)
cetveline ve orada sayfalarca gelir mevzuatını yazmaya ne gerek vardır. Nasıl
olsa yürütme organına (C) cetvelinde yazmayan gelirleri de tahsil yetkisi
verilmektedir. İkinci olarak yürütme organı, bu yolla yasamanın bütçe hakkını
dolanabilir. Zira, bu fıkra ile bütçenin şeffaflığı ortadan kaldırılmaktadır.
Gelir bütçesinin şeffaf olmaması, kamu gelirlerinin yasal dayanaklarının açıkça
zikredilmemesi ise kişilerin hukuk güvenliği ile ilgilidir. Üçüncü olarak,
yasama organı bir gelirin o yıl tahsiline izin vermeme hakkını böyle bir fıkra
ile yitirmektedir. Çünkü yasama organı bütçe kanununu kabul ederken, bir gelir
kanununu (C) cetveline yazmayarak yürütmeye tahsil yetkisi vermese bile, bu
fıkra ile yürütme organı yine tahsil yetkisine kavuşacaktır. Dördüncü olarak
böyle bir fıkra, bütçe teklifini hazırlayanları tembelliğe itici niteliktedir. Bütçe
hazırlayıcıları, “unutulsa da tahsilinin garantiye alınmış olması sebebiyle”
gelir mevzuatını izleme görevlerini ihmal edebilirler.
Neyse bunları tartışmayı bütçe konusunun
uzmanlarına ve hocalarına bırakıyorum.
Gelelim DHV’ye. Geçen yazımı, “Bütçe
Kanununda [(C) cetvelinde] tahsiline izin verilmediği gerekçesi ile ihtirazi
kayıtla beyan edilebilir” sözleriyle bitirmiştim. Yukarıda açıkladığım
sebeplerle bu görüşümü değiştiriyorum. Ve diyorum ki; DHV beyannameleri “Bütçe
Kanununda [(C) cetvelinde] verginin tahsiline izin veren düzenlemenin Anayasaya
aykırılığı gerekçesi” ile ihtirazi kayıtla beyan edilebilir. Ancak bu gerekçeli
bir davanın kazanılabilmesinin, Vergi Mahkemelerinin de Anayasaya aykırılık
gerekçesini kabul ederek dosyayı Anayasa Mahkemesine göndermesi koşuluna bağlı
olduğunu da unutmamak gerek.