YURTDISINDAN
GETIRILEN YABANCI PARALARIN SERMAYEYE DÖNÜSÜMÜ
Dr. Veysi Sevig
Istanbul Ticaret / 06 Mart 2018 Sali
Vergi Usul Kanunu’nun 280’inci maddesi geregi olarak
“Yabanci paralar borsa rayici ile degerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe
(olusumunda) muvazaa oldugu anlasilirsa bu rayiç yerine alis bedeli esas
alinir.”
Yabanci paranin borsada rayici yoksa degerlemeye
uygulanacak kur Maliye Bakanligi’nca tespit olunur.
Bu madde hükmü yabanci para ile olan senetli ve
senetsiz alacaklar ve borçlar hakkinda da caridir. Bunlardan vadesi gelmemis
senede bagli alacak ve borçlar, bu Kanun’un 281 ve 285’inci maddeleri uyarinca
degerleme günü kiymetine irca edilebilir. Ancak senette faiz oraninin yazili
olmadigi durumlarda degerleme gününde geçerli olan Londra Bankalar Arasi Faiz
Orani (LIBOR) esas alinir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 2 Subat 2018 tarihinde
sunulan “Vergi Kanunlari ile Bazi Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Degisiklik Yapilmasi Hakkindaki Kanun Tasarisi”nin 11’inci maddesi ile söz
konusu maddeden sonra gelmek üzere “Yurtdisindan getirilerek sermaye olarak
konulan yabanci paralar” baslikli 280/A maddesi ihdas edilmektedir.
Söz konusu madde geregi “Yatirim Tesvik Belgesi”
kapsaminda yatirim yapacak tam mükellef sermaye sirketlerine ise basladiklari
hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar yurtdisindan getirilecek
sermaye olarak konulan yabanci paralarin, söz konusu dönem zarfinda yatirim
tesvik belgesi kapsaminda sarf olunan kismi nedeniyle olusan kur farklari
pasifte özel bir fon hesabina alinabilecektir. Bu durumda olumlu kur farklari
bu hesabin alacagina, olumsuz kur farklari ise bu hesabin borcuna kayit
edilecektir.
Sermaye olarak konulan bu yabanci paralarin, ise
baslanilan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar mukayyet
(kayitli) degerleriyle, ise baslanilan hesap dönemini takip eden hesap
döneminin sonu itibariyla Vergi Usul Kanunu’nun 280’inci maddesine göre
degerlendirilecektir.
Yukarida belirtilen fon hesabi, sermayeye ilave edilme
disinda herhangi bir suretle baska bir hesaba nakledildigi veya isletmeden çekildigi
takdirde; bu islemlerin yapildigi dönemlerin kazanci ile
iliskilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulacaktir. Kurumlar Vergisi
Kanunu’na göre yapilan devir ve bölünme islemleri hariç, sirketin tasfiyesi
halinde bu hüküm uygulanacaktir.
Mükelleflerin bu düzenlemeden yararlanabilmeleri için
ticaret siciline tescil tarihini izleyen üçüncü ayin sonuna kadar yatirim
tesvik belgesi almak için basvuruda bulunmus ve ise baslanilan hesap dönemini
izleyen hesap dönemi sonuna kadar bu belgeyi almis olmasi gerekmektedir. Söz
konusu yabanci paralar; basvurunun süresi içinde yapilmamasi halinde müteakip
ilk vergilendirme döneminden, yatirim tesvik belgesinin alinmamasi halinde ise
ise baslanilan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonu itibariyla Vergi
Usul Kanunu’nun 280’inci maddesine göre degerlendirilecektir. Maliye Bakanligi
bu maddenin uygulanmasina iliskin usul ve esaslari belirlemeye yetkili
kilinmistir.
Bu madde ile yatirim tesvik belgesi kapsaminda yatirim
yapacak tam mükellef sermaye sirketlerine, ise basladiklari hesap dönemi ve bu
dönemi takip eden hesap döneminde sermaye olarak yurtdisindan getirilen yabanci
paralar için yeni bir degerleme müessesesi getirilmesi saglanmaktadir. Bu
uygulama ile özellikle tesebbüs sahiplerinin amaca yönelik olarak yurt disindan
basta soydaslarimizdan yararlanmak suretiyle finansman olanagi saglamalari
beklenmektedir.
Diger yandan bu düzenlemeyle, amaca yönelik olarak
yurda getirilen yabanci paralarin ise baslanilan hesap dönemini takip eden
hesap dönemi sonuna kadar kullanilmayan kismi ile yatirim tesvik belgesinde
öngörülen yatirimlari gerçeklestirmek üzere kullanilan kismi için yabanci para
degerlemesi nedeniyle ortaya çikacak vergisel sonuçlarinin önlenmesi
amaçlanmistir.
Yapilan düzenleme geregi olarak Vergi Usul Kanunu’nun
280/A maddesinin uygulanmasina iliskin usul ve esaslari belirlemeye Maliye
Bakanligi’nin yetkilendirilmesi öngörülmüstür. Tasari halen TBMM gündemindedir.
Söz konusu düzenleme daha çok yurtdisinda tutulan
yabanci para cinsinden birikimlerin ülke içerisinde üretime yönelik olarak
kullanilmasini amaçlamaktadir.