Iflas ertelemesi ile ilgili yeni düzenleme
Dr. Veysi Sevig
“Yatirim Ortaminin Iyilestirilmesi
Amaciyla Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun Tasarisi” ile Icra
Iflas Kanunu’nun “Iflas Yolu Ile Takip”e iliskin hükümlerinde degisiklik
yapilmasi öngörülmüs, söz konusu düzenlemelerde 179/c maddesi ile “Kanun
Yollari” belirlenmis bulunmaktadir. Buna göre “iflas erteleme talebi üzerine
mahkemece verilen nihai karara karsi borçlu sirket veya kooperatif ya da
erteleme talep eden alacakli tarafindan kararin tebliginden; diger ilgililer
tarafindan ise kararin ilamindan itibaren 10 gün içinde istinaf yoluyla”
basvurulabilecektir. Bölge adliye mahkemesi tarafindan verilen kararlara karsi
da ayni esaslar dahilinde 10 gün içinde temyiz yoluna basvurulabilecektir.
Öngörülen düzenleme ile bölge adliye mahkemesince iflasin erteleme kararinin
kaldirilmasi veya bölge adliye mahkemesi tarafindan verilen iflasin ertelenmesi
kararinin Yargitay tarafindan bozulmasi halinde, borçlunun mal varligi
üzerindeki tedbirler devam edecektir. Bu asamada da durumun seyrine göre
mahkemece bu tedbirlerin degistirilmesi veya kaldirilmasi mümkün olabilecektir.
Bilindigi üzere mevcut düzenleme
geregi Türk Ticaret Kanunu’nun 376’nci maddesi uyarinca “Son yillik bilançodan,
sermaye ile kanuni yedek akçeler toplaminin yarisinin zarar sebebiyle
karsiliksiz kaldigi anlasilirsa yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantiya
çagirir ve bu genel kurula uygun gördügü iyilestirici önlemleri” sunar.
Son yillik bilançoya göre sermaye ile
kanuni yedek akçeler toplaminin üçte ikisinin zarar sebebi ile karsiliksiz
kaldigi anlasildigi takdirde, derhal toplantiya çagrilan genel kurul sermayenin
üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasina karar vermedigi takdirde
sirket kendiliginden sona erer.
Sirketin borca batik durumda bulundugu
süphesini uyandiran isaretler varsa yönetim kurulu aktiflerin hem isletmenin
devamliligi esasina göre hem de muhtemel satis fiyatlari üzerinden bir ara bilanço
çikartir. Bu bilançodan aktiflerin sirket alacaklilarinin alacaklarini
karsilamaya yetmediginin anlasilmasi halinde yönetim kurulu, bu durumu sirket
merkezinin bulundugu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve sirketten
iflasini ister.
Türk Ticaret Kanunu’nun 376’nci
maddesinde tek bir bilançodan söz edilmis ise de bu asamada iki farkli
bilançonun düzenlenmesi söz konusudur.
Öncelikle borca batikligin ve
dolayisiyla dogrudan iflas halinin belirlenmesinde esas alinacak bilanço
“aktiflerin (mevcut varliklarin) muhtemel satis fiyatlari” üzerinden düzenlenen
ara bilanço olacaktir. Çünkü borca batik durumda olan her borçlunun iflas
istenmesi zorunlu ise de iflasin ertelenmesini istemesi ekonomik ve kanuni bir
zorunluluk degildir.
Muhasebe teknigine göre varliklarla
birlikte alacaklari da aktif kalemler arasinda yer alsa da Icra-Iflas
Kanunu’nun 179’uncu maddesi kapsaminda düzenlenen borca batiklik bilançolarinda
bütün alacaklarin muhtemel satis degerlerinin tespitine gerek bulunmamaktadir.
Borca batiklik gerçekte borçlarin neredeyse tamaminin muaccel (hemen ödenmesi
gereken) oldugunu ve bunlarin vadeye dayali bir iskontaya tabi tutulmasini
gereksiz kilmaktadir. Diger yandan süpheli ve degersiz alacaklar bakimindan
tahsilat imkanlari da dikkate alinmak suretiyle gerçekçi tahminlere dayali bir
degerleme yapilmasi zorunludur. Özellikle bir kisim borçlarin uzun vadeli
olmasi, zaten nakit akisi ve ödemeler dengesi bakimindan çogu zaman olumlu
karsilanmakta ve iyilestirme projelerinde yer almaktadir.
Mevcut düzenlemede “borçlarin aktiften
fazla olmasi” kavrami özellikle bazi muhasebe kalemlerinin aslinda parasal bir
deger ifade etmedigi ve hatta negatif karakterli oldugu halde bilançoda “aktif”
olarak gösterildigi bu kalemlerin, iflasin ertelenmesi basvurularinda ve
mahkeme asamalarindaki incelemelerde yarattigi sorunlar ve ortaya çikan farkli
uygulamalar dikkate alinarak terkedilmekte, bunun yerine hukuki ve islemsel bir
kavram olarak “borca batiklik” kavrami tercih edilmektedir.
Iflas erteleme basvurusu ve ertelemenin
sartlarina iliskin hükümler gerek bu kurumun zaman içinde gösterdigi gelisme
gerekse ekonominin gerekleri ve isletme dinamikleri düsünülerek ayrintili
olarak yeniden düzenlenmektedir. Yapilan düzenlemeler çerçevesinde “iflas
erteleme” istemlerinin daha verimli sonuçlara yönelik olmasi beklenmektedir.