Vergide
konsolidasyon zamani gelmedi mi?
Osman
Arioglu
ITO Haber
Gazetesi /04 Nisan 2016
Son günlerde vergi alanindaki en güncel konu, geçen
dönem TBMM’ye gönderilen gelir ve kurumlar vergisi kanunlarini tek bir kanun
olarak birlestiren Gelir Vergisi Kanun Tasarisi oldu. Gelir vergisi deyince
toplumun hemen tümünü bir sekilde ilgilendiren bir vergi kanunundan bahsetmekte
oldugumuz akildan çikarilmamali. Bu nedenle ilgilisi bu denli genis olan bir
kanun tasarisinin kamuoyunda yeterince tartisilmadan dogrudan teknotratlarin
hazirladigi haliyle TBMM’ye gönderilmesinin risk tasidigini, Maliye
Bakanligi’nin ve Gelir Idaresi’nin 10 yili askin anlayisina aykiri bir durum teskil
ettigini degerlendiriyorduk. Nitekim tasari TBMM’ye sevk edildikten sonra Plan
Bütçe Komisyonu görüsmelerinde alt komisyona sevk edildi ve bir nevi beklemeye
alinmis oldu.
Yeni hükümet ve yeni Maliye Bakani ile birlikte vergi
kanun tasarilari yeniden gündem olusturmaya basladi. Maliye Bakani çok dogru
olarak öncelikle yine bürokratlar tarafindan hazirlanan Vergi Usul Kanunu
Tasari Taslagini kamuoyu görüsüne açti. Ayni yaklasimi Gelir Vergisi Kanunu
Tasarisi konusunda da gösterdi. Her ne kadar mevcut tasarinin görüsmelerine
kalinan yerden devam mi edilecek, yoksa sifirdan bir tasari mi hazirlanacak,
bunu simdilik bilmemekle beraber, tahminimiz bu görüsme ve degerlendirmeler
sonrasinda Maliye Bakani Sayin Agbal’in bir karar verecegi ve çok muhtemeldir
ki, yeni bir tasari hazirlatilmasi yoluna gidilebilecegidir.
Biz bu yazimizda bu kadar genis kitleyi ilgilendiren
bu çalismada vergileme rejiminde önemli bir degisiklik olmaksizin temel vergi
kanunlari arasinda en yenisi olan Kurumlar Vergisi Kanunu’nun adi disinda bir
degisiklik getirmeyen bu birlesmenin, kanun sistematigi anlamindaki yapisal
bozukluklar yaninda maddeler arasi uyumda da ciddi güçlüklere neden oldugunu
belirtmeden geçemeyecegiz. Zaten bu nedenledir ki, öncelikle karar verilmesi
gereken bu iki kanunun birlestirilmesi gerekli mi, degil mi konusudur. Sayet bu
iki kanun birlestirilecekse o zaman Kurumlar Vergisi Kanunu’nda da bir yenilik
getirildiginin ortaya konulmasi gerekir. Aslinda Kurumlar Vergisi Kanunu
konusunda da yenileme çalismalarinin yapildigi yillarda tartisilan ancak o
günün kosullarinda erken oldugu düsünülen konsolidasyon konusu yeni düzenlemede
ciddi olarak düsünülebilir. ABD, Almanya, Ingiltere, Hollanda gibi gelismis
birçok ülkede konsolidasyon uygulamasi yapilmaktadir.
Bizim mevzuatimizdaki vergisiz birlesme müessesesi de
dolayli olarak buna imkan vermektedir. Ancak bir yigin prosedür ve teknik bilgi
gerektiren bu islemi yapamayan sirketler bu nedenle bu imkandan
yararlanamamaktadirlar. Oysa konsolidasyon yapilmasi suretiyle grubun kâr ve
zarar mahsubuna imkan verilerek konsolide bilanço ve gelir tablolari üzerinden
vergileme yapilamasi halinde bu tür gereklilikler son derece sinirli hale
gelecektir. Bu müessesenin getirilmesiyle vergi sistemimiz son derece modern
bir sisteme daha kavusmus olacaktir. Böylece uluslararasi uygulamanin aksine
içeride transfer fiyatlandirmasi var mi, yok mu arastirmasi da kendiliginden
ortadan kalkabilecektir. Ilk uygulama döneminde konsolidasyon seçimlik
olabilir. Ancak seçimlik uygulamaya girenler örnegin 3-5 yil bu uygulamadan
dönemezler denilebilir. Uygulamanin baslatilmasi korkuldugu kadar vergi kaybina
da neden olmayacaktir. Büyük yapidaki gruplar zaten vergiden kaçinma konusunda
azami gayreti gösteren bir anlayisla hareket etmek durumunda olduklari için bu
konuda olabildigince tedbirli yaklasimla hareket etmektedirler. Kaldi ki,
uygulamanin en önemli yarari grup içi finansmani rahatlatacagi için, öz
varliklarin güçlenmesi ve dolayli olarak da kredi maliyetlerinin düsmesi
sonucuna yol açacaktir. Bu da yatirim ortaminin iyilesmesine, yatirim, istihdam
ve milli gelirin artisina katki saglayacaktir.