ANAYASA MAHKEMESININ BIREYSEL BASVURU KARARI VERGI YARGISINDA DIKKATE ALINMALIDIR

15.03.2016 2151 görüntülenme YAZDIR

Danistay

3. Daire

E. 2015/31

K. 2015/4299

T. 5.6.2015

 

 

KARARIN ÖZETI : AYNI MADDI OLAY VE HUKUKI NEDENLE DAVACI BANKANIN BASKA BIR SUBESI ADINA YAPILAN TARHIYATA KARSI AÇILAN DAVADA VERILEN KARARIN KESINLESMESINDEN SONRA YAPILAN BASVURU ÜZERINE VERILEN ANAYASA MAHKEMESININ MÜLKIYET HAKKININ IHLAL EDILDIGINE DAIR 21.02.2015 TARIH VE 29274 SAYILI RESMI GAZETE?DE YAYIMLANAN 12.11.2014 GÜN VE BASVURU NO:2014/6192 SAYILI KARARININ, ANAYASANIN ÜSTÜNLÜGÜ VE BAGLAYICILIGI KURALINI DA IÇEREN VE ANAYASANIN 2'NCI MADDESINDE YER VERILEN HUKUK DEVLETI ILKESI ILE EVRENSEL HUKUK KURALLARI GEREGINCE GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI GEREKTIGINDEN, DAVA KONUSU VERGILENDIRME DÖNEMI ITIBARIYLA DAVANIN REDDI YOLUNDAKI VERGI MAHKEMESI KARARININ BOZULMASI GEREKTIGI HAKKINDA.

 

Istemin Özeti  : Türk Ticaret Kanunu ve Medeni Kanun hükümlerine göre kurulmus olan ... Anonim Sirketi Mensuplari Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardimlasma Vakfina, dayanagi olan vakif senedi uyarinca, vakif üyelerinin emeklilige esas maaslarinin belli bir oraninda yatirilan banka katki payinin çalisanlar açisindan ücret niteligi tasidigi yolundaki tespitleri içeren vergi teknigi raporu esas alinarak düzenlenen vergi inceleme raporu uyarinca davaci banka adina söz konusu ödeme tutarlari üzerinden 2009 yilinin Ocak ilâ Aralik dönemleri için salinan vergi ziyai cezali gelir (stopaj) vergisinin kaldirilmasi istemiyle dava açilmistir. Adana 2. Vergi Mahkemesi 29.09.2014 gün ve E:2014/766, K.-2014/894 sayili karariyla; banka çalisanlarina çesitli menfaatler saglanmasi amaciyla kurulan, bu amacin gerçeklestirilmesi için ihtiyaç duyulan ana finansman kaynagi, banka çalisanlari ile banka tarafindan ödenen aidat ve katilma paylarindan karsilanan munzam sandiga üye payi ve banka yükümlülügü adlari altinda yapilan ödemelerin isçi payina iliskin kisminin gelir vergisi kesintisine tabi tutuldugu, vakfa karsi bankanin yükümlülügünün yerine getirilmesine dayandigindan söz edilerek banka katilim payi üzerinden gelir vergisi kesilmedigi tespit edilen olayda, banka katilim paylarinin çalisanlarin maas ve ikramiyeleri ile unvan yükselmesi esas alinarak belirli bir orana göre her bir personel bazinda ayri ayri hesaplandigi, bu sekilde her bir çalisanin elde edecegi menfaatin net tutarinin belirlendigi, bankada çalisan isçi sayisindan fazla bir ödeme yapilmadigi, bu ödemelere iliskin belge ve kayitlarin personel bazinda tutularak muhafaza edildigi, bu ödemelerden sonra vakif tarafindan çalisanlara çalisma hayati boyunca ve emeklilikte ekstra bir menfaat saglandigi anlasildigindan, çalisanlara maddi menfaat olarak yansitilan banka katki paylarinin isçi açisindan ücret oldugu sonucuna varildigi gerekçesiyle davayi reddetmistir. Davaci tarafindan; 193 sayili Kanun'un 61'inci maddesi tanimina giren bir ücret ödemesi yapilmadigi ileri sürülerek kararin bozulmasi istenmistir.

Savunmanin Özeti                : Savunma verilmemistir.

Tetkik Hakim             i: ...............................

Düsüncesi : Davaci bankanin baska bir subesi adina ayni hukuki nedenle yapilan tarhiyatin yargi karariyla aleyhine kesinlesmesinden sonra Anayasa Mahkemesine yapilan bireysel basvuru sonucunda mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar verildiginden, dava konusu vergilendirme dönemi itibariyla da, verginin kanuniligi ilkesi geregi kanuni düzeyde saglanmasi gereken öngörülebilirligin saglanamamasi nedeniyle davacinin mülkiyet hakkinin ihlal edildiginin kabul edilmesi gerektiginden mahkeme kararinin bozulmasi gerektigi düsünülmüstür.

 

 

TÜRK MILLETI ADINA

 

Hüküm veren Danistay Üçüncü Dairesince isin geregi görüsülüp düsünüldü:

 

193 sayili Gelir Vergisi Kanunu'nun 2'nci maddesinde yedi gelir unsurundan biri olarak sayilan ücret, Kanun'un 61'inci maddesinde, isverene tabi belirli bir isyerine bagli olarak çalisanlara hizmet karsiligi verilen para ve ayinlar ile saglanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanimlanmis, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminati (Mali sorumluluk tazminati), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakki, prim, ikramiye, gider karsiligi veya baska adlar altinda ödenmis olmasi veya bir ortaklik münasebeti niteliginde olmamak sarti ile kazancin belli bir yüzdesi seklinde tayin edilmis bulunmasinin onun mahiyetini degistirmeyecegi, bu kanunun uygulanmasinda, evvelce yapilmis veya gelecekte yapilacak hizmetler karsiliginda verilen para ve aynilarla saglanan diger menfaatlerin de ücret sayilacagi, 94'üncü maddesinde de hizmet erbabina ödenen ücretler ile 61finci maddede yazili olup ücret sayilan ödemelerden tevkifat yapilmasi gerektigi kurala baglanmistir.

 

Dava konusu tarhiyatin önerildigi vergi inceleme raporunun atifta bulundugu vergi teknigi raporunda; munzam sandiga, "munzam sandik üye payi", "munzam sandik yükselme üye payi", "munzam sandik banka yükümlülügü" ve "sandik banka yükselme yükümlülügü" adlari altinda yapilan ödemelerin üye payina iliskin kismi üzerinden gelir vergisi kesildigi; vakif üyelerinin bankadan elde ettikleri emeklilige esas maaslari ve ikramiyelerinin belli bir oraninda hesaplanarak ödenen banka katilim payinin ise kesintiye tabi tutulmadiginin tespit edilmesi üzerine dava konusu tarhiyatin yapildigi anlasilmistir.

 

Ayni hukuki sebeple davaci bankanin baska bir subesi adina yapilan tarhiyata karsi açilan davada verilen kararin kesinlesmesinden sonra, banka tarafindan, mülkiyet ve adil yargilanma haklarinin ihlal edildigi ileri sürülerek yapilan basvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 21.02.2015 tarih ve 29274 sayili Resmi Gazetede yayimlanan 12.11.2014 gün ve Basvuru No:2014/6192 sayili karariyla; "Vakfin kuruldugu 1974 yilindan vergi incelemesinin yapildigi 2012 yilma kadar Vergi idaresinin, Banka tarafindan Vakfa ödenen katki paylarinin vergilendirilmesine iliskin bir girisiminin veya emsal bir uygulamasinin bulunmamasi, Banka tarafindan uzun yillar boyunca yapilan katki payi ödemelerinin vergilendirilmemis olmasi, somut olay baglaminda menfaatin elde edildigi zamana iliskin kanun hükmünün açik ve net olmamasi ve bu hususun yargi kararlarindan da anlasilmasi, Vakfa ödenen katki paylari üzerinde çalisanlarin tasarruf haklarinin bulunmadigina iliskin Yargitay içtihadinin bulunmasi ve katki paylarinin ücret olarak vergilendirilmeyecegine iliskin baska bir kuruma verilmis mukteza bulunmasi hususlari karsisinda, basvuru konusu vergilendirme döneminde söz konusu katki payi ödemelerinin ücret kapsaminda degerlendirilerek vergilendirileceginin düsünülemeyecegi, bu gerekçelerle basvurucudan, bu ödemelerin vergiye tabi olacagini öngörmesini beklemenin mümkün olmadigi, ... öngörülebilirligin ancak 2013 tarihli Danistay Daire kararlariyla söz konusu oldugunun anlasilmasi karsisinda basvuru konusu vergilendirme isleminin iliskin oldugu vergilendirme dönemi itibariyle, Anayasa'nin 73. maddesinin üçüncü fikrasinda yer alan verginin   kanuniligi   ilkesi   geregi   kanuni   düzeyde   saglanmasi   gereken öngörülebilirligin saglanamadigi, kanun hükümlerindeki öngörülemezligin kanun alti idari uygulamalar ve düzenlemeler veya yargisal içtihatlarla giderilemedigi, bu durumda basvurucu tarafindan 2007 yilinda Vakfa ödenen katki paylarinin ücret sayilarak vergilendirilmesine iliskin islemlerin, öngörülebilir kanuni dayanaginin bulunmadigi anlasildigindan, vergi asillari bakimindan varilan sonuç dolayisiyla vergi cezalari bakimindan ayrica degerlendirme yapilmasina gerek görülmeyecek, Vakfa yaptigi katki payi ödemeleri üzerinden vergi ve ceza tahsil edilmesi nedeniyle basvurucunun, Anayasa'nin 35. maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin ihlal edildiginin kabul edilmesi gerekmektedir." gerekçesiyle basvurucunun Anayasanin 35 inci maddesinde güvence altina alinan mülkiyet hakkinin ihlal edildigine, ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için, yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmadigi anlasildigindan, basvurucudan tahsil edilen tutarin tahsil tarihi itibariyla yasal faizi ile birlikte tazminat olarak ödenmesine karar verilmistir.

 

2709 sayili Türkiye Cumhuriyeti Anayasasinin "Anayasanin baglayiciligi ve üstünlügü" baslikli 11'inci maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargi organlarini, idare makamlarini ve diger kurulus ve kisileri baglayan temel hukuk kurallari oldugu ifade edilmis, 148finci maddesinin 3'üncü fikrasinda, herkesin, Anayasada güvence altina alinmis temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi kapsamindaki herhangi birinin kamu gücü tarafindan, ihlal edildigi iddiasiyla Anayasa Mahkemesine basvurabilecegi düzenlemesine yer verilmistir.

 

Diger taraftan, 6216 sayili Anayasa Mahkemesinin Kurulusu ve Yargilama Usulleri Hakkinda Kanun'un 46 nci maddesinin 2 nci fikrasinda, özel hukuk tüzel kisilerinin sadece tüzel kisilige ait haklarinin ihlal edildigi gerekçesiyle bireysel basvuruda bulunabilecekleri, 50'nci maddesinde, basvurucunun hakkinin ihlal edildigine karar verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yapilmasi gerekenlere hükmedilecegi, tespit edilen ihlalin bir mahkeme kararindan kaynaklanmasi durumunda ihlali ve sonuçlarini ortadan kaldirmak için yemden yargilama yapmak üzere dosyanin ilgili mahkemeye gönderilecegi, yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmayan hallerde basvurucu lehine tazminata hükmedilebilecegi veya genel mahkemelerde dava açilmasi yolunun gösterilebilecegi, yeniden yargilama yapmakla yükümlü mahkemenin, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararinda açikladigi ihlali ve sonuçlarini ortadan kaldiracak sekilde .mümkünse dosya üzerinden karar verecegi, bölümlerin esas hakkindaki kararlarinin gerekçeleriyle birlikte ilgililere ve Adalet Bakanligina teblig edilecegi, Mahkemenin internet   sayfasinda yayimlanacagi, bu kararlardan hangilerinin Resmî Gazetede yayimlanacagina iliskin hususlarin Içtüzükte gösterilecegi kurallarina yer verilmistir.

 

Yukarida yer verilen anayasal ve yasal düzenlemelerde; bireysel basvuru üzerine Anayasa Mahkemesince hak ihlalinin bulundugu belirtilerek yeniden yargilama yapilmasina karar verilmesi durumunda bu karara uyulmasi zorunlu olmakla birlikte, diger davalarda ihlal kararma uyulmasini zorunlu kilan yasal bir düzenleme bulunmamaktadir. Ancak, Anayasa?da güvence altina alinan temel hak ve özgürlüklerden birinin ihlal edildigini tespit eden hak ihlali kararlarinin taraflari, konusu ve sebepleri ayni olan diger davalarda göz önünde bulundurulmamasi Anayasanin üstünlügü ve baglayiciligi kuralini da içeren ve Anayasanin 2 nci maddesinde yer verilen Hukuk Devleti ilkesi ile evrensel hukuk kurallarina aykirilik teskil edecektir.

 

Bu durumda, davaci bankanin baska bir subesi adina ayni hukuki sebebe dayanan tarhiyatin yargi karariyla aleyhine kesinlesmesinden sonra yaptigi bireysel basvuru sonucu, Anayasa Mahkemesinin sözü   edilen karariyla mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar verilmesi karsisinda, dava konusu vergilendirme dönemi itibariyla davanin reddi yolundaki vergi .mahkemesi kararinin bozulmasi gerekmektedir.

 

Açiklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle Adana 2. Vergi Mahkemesinin 29.09.2014 gün ve E:2014/766, K:2014/894 sayili kararinin bozulmasina, yargilama giderlerinin yeniden verilecek kararda karsilanmasi gerektigine, kararin teblig tarihini izleyen onbes gün içinde Danistay nezdinde kararin düzeltilmesi yolu açik olmak üzere 05.06.2015 gününde oyçokluguyla karar verildi.

KARSI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ve Anayasa Mahkemesinin 21.02.2015 tarih ve 29274 sayili Resmi Gazetede yayimlanan 12.11.2014 gün ve Basvuru No:2014/6192 sayili karari, bozulmasi istenen vergi mahkemesi kararinin dayandigi hukuksal nedenler ve gerekçe karsisinda kararin degistirilmesini ve istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadigindan, temyiz isteminin reddi ve kararin onanmasi gerektigi görüsüyle karara katilmiyoruz.