YURT DISI ALACAKLARA KARSILIK AYRILMASI

01.01.2019 Dr. Veysi SEVIG- 2221 görüntülenme YAZDIR

YURT DISI ALACAKLARA KARSILIK AYRILMASI

Dr. Veysi Sevig

ITO HABER /24 Aralik 2018 Pazartesi

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6’nci maddesi uyarinca kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazançlari üzerinden hesaplanmaktadir.

Safi kurum kazancinin tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkindaki hükümleri uygulanmaktadir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 38’inci maddesinde ise “bilanço esasinda ticari kazancin tespiti” tanimi yapilmistir. Bu tanimlamaya göre “Bilanço esasina göre ticari kazanç, tesebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve basindaki degerleri arasindaki müspet farktir. Bu dönem zarfinda sahip veya sahiplerce:

  • Isletmeye ilave olunan degerler bu farktan indirilir.
  • Isletmeden çekilen degerler ise farka ilave olunur.

INDIRILECEK GIDERLER

Ticari kazancin bu suretle tespit edilmesi sirasinda Vergi Usul Kanunu’nun degerlemeye ait hükümleri ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 40 ve 41’inci maddeleri hükümleri uygulanmaktadir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun “Indirilecek Giderler” baslikli 40’inci maddesinin birinci fikrasinin (1) numarali bendinde ticari kazancin elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapilan genel giderlerin, (3) numarali bendinde ise isle ilgili olmak kosuluyla mukavelenameye, ilam veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlarin, (7) numarali bendinde ise Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrilan amortismanlarin, safi kazancin tespitinde gider olarak indirilebilecegi hususu hükme baglanmistir.

Bilindigi üzere ticari kazancin tespitinde “tahakkuk esasi ilkesi” ve “dönemsellik ilkesi” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esasi ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyla kesinlesmis olmasi, yani geliri veya gideri doguran islemin tekemmül etmesinin yani sira miktarinin ve islemden kaynaklanan alacaginin veya borcun ödeme sartlarinin da belirlenmis olmasi gerekmektedir.

Dönemsellik ilkesinde ise mevcut gelir veya giderlerin ilgili oldugu dönem kayitlarina intikal ettirilmesi gerekmektedir.

SÜPHELI ALACAKLAR

Vergi Usul Kanunu’nun “Süpheli Alacaklar” baslikli 323’üncü maddesinde ise “Ticari ve zirai kazancin elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak sartiyla;

  1. Dava veya icra safhasinda bulunan alacaklar;
  2. Yapilan protestoya veya yazi ile bir defadan fazla istenilmesine ragmen borçlu tarafindan ödenmemis bulunan dava ve icra takibine degmeyecek derecede küçük alacaklar, süpheli alacak sayilir.

Yukarida yazili süpheli alacaklar için degerleme gününün tasarruf degerine göre pasifte karsilik ayrilabilmektedir.

Bu karsiligin hangi alacaklara ait oldugu karsilik hesabinda gösterilir. Teminatli alacaklarda bu karsilik teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Süpheli alacaklarin sonradan tahsil edilen miktarlari tahsil edildikleri dönemde kâr-zarar hesabina intikal ettirilir.

Yukarida yer alan kanuni düzenlemeler çerçevesinde ticari kazancin elde edilmesi veya idame ettirilmesi ile ilgili olarak dava ve icra safhasinda bulunan alacaklarla yapilan protestoya veya yazi ile bir defadan fazla istenilmesine ragmen borçlu tarafindan ödenmemis olan dava ve icra takibine degmeyecek derecedeki küçük alacaklar da süpheli alacak sayildigindan yukarida belirtilen kosullari tasiyan alacaklar içinde karsilik ayrilmasi mümkün bulunmakta olup, bu sartlardan herhangi birinin mevcut olmamasi halinde ise süpheli alacak kaydina imkan bulunmamaktadir. Alacagin yurt içinden veya yurt disindan olmasi bir önem tasimadigindan yurt disinda olan alacaklar için de yukaridaki madde hükümleri geçerlidir.

KUR FARKLARI

Dolayisiyla mahkemeye dava veya icra merciine takip dilekçesinin verilmis olmasi, alacagin dava veya icra safhasina intikal ettigini gösterir, ancak gerek mahkemeye gerek icra merciine yapilan basvurularin ciddiyetle takip edilmesi gerekmektedir.

Yurt disindan olan alacaklarin süpheli hale geldiginin ispatlanabilmesi için ticari is yapilan firmanin mukim oldugu ülkenin mahkemelerinde dava açilmasi veya icra takibinde bulunulmasi gerekmektedir. Yurt disindan olan alacaklarin dönem sonunda degerlemesi nedeniyle olusacak kur farklari da asil alacagin akibetine tabi oldugundan asil alacak süpheli hale geldikten sonra bu alacaga bagli olarak olusan kur farklari için süpheli alacak karsiligi ayrilmasi mümkün olmaktadir.

Yurt disindan olan ve tahsil edilemeyen alacaklar için borçlu firmanin mukim oldugu ülkenin mahkemelerinde dava açilmasi veya ilgili ülkenin icra mevzuati uyarinca icra takibine baslanilmasi halinde alacagin Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesine göre süpheli hale geldigi kabul edilebilecek olup söz konusu takiplere baslanildigi hesap döneminde karsilik ayrilmasi mümkündür. (T.C Gelir Idaresi Baskanligi, Istanbul Vergi Dairesi Baskanligi, Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlügü, 03.10.2018 gün ve 62030549-125[6-2015/356]- 88114 sayili Mukteza)