KURUMLAR VERGISINDE ZARAR MAHSUBU

03.01.2019 Dr. Veysi SEVIG- 1912 görüntülenme YAZDIR

KURUMLAR VERGISINDE ZARAR MAHSUBU

Dr. Veysi Sevig

 ITO HABER / 02 Ocak 2019

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 9’uncu maddesi uyarinca kurum matrahinin tespitinde, beyanname üzerinde her yila iliskin tutarlar ayri ayri gösterilmek kosuluyla asagida belirtilen zararlar indirim konusu yapilir.

Bes yildan fazla nakledilmemek kosuluyla geçmis yillarin beyannamelerinde yer alan zararlar,

Söz konusu Kanun’un 20’nci maddesinin birinci fikrasi çerçevesinde devir alinan kurumlarin devir tarihi itibariyla öz sermaye tutarini geçmeyen zararlar ile ayni maddenin ikinci fikrasi kapsaminda gerçeklestirilen tam bölünme islemi sonucu bölünen kurumdaki öz sermayesinin devralinan tutarina geçmeyen ve devralinan kiymetle orantili zararlarin indirilmesinde asagidaki kosullar ayrica aranir. Söyle ki;

  • Son bes yila iliskin Kurumlar Vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmis olmasi,
  • Devralinan kurumun faaliyetine devir veya bölünmenin meydana geldigi hesap döneminden itibaren en az bes yil süreyle devam edilmesi,

Bu sartlarin ihlali halinde, zarar mahsuplari nedeniyle zamaninda tahakkuk ettirilmeyen vergiler için vergi ziyai dogmus sayilir.

Türkiye’de kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarla ilgili olanlar hariç olmak üzere bes yildan fazla nakledilmemek kosuluyla yurt disi faaliyetlerden dogan zararlar;

Faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarina göre beyan edilen vergi matrahlarinin zarar dahil, her yil o ülke mevzuatina göre denetim yetkisi verilen kuruluslarca rapora baglanmasi,

Bu raporun asli ile tercüme edilmis bir örneginin Türkiye’deki ilgili vergi dairesine ibrazi, halinde indirim konusu yapilir.

Türkiye’de indirim konusu yapilan yurt disi zararin, ilgili ülkede de mahsup edilmesi veya gider yazilmasi halinde, Türkiye’deki beyannameye dahil edilecek yurt disi kazanç, mahsup veya gider yazilmadan önceki tutardir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “zarar mahsubu” ile ilgili maddesinin uygulanmasina iliskin usulleri belirleme yetkisi Maliye Bakanligi’na aittir.

Diger yandan (1) seri no’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebligi’nin 2.5 “is ortakliklari bölümünün 2.5.3 isin bitiminde ortaya çikan zararlarin durumu” ile ilgili açiklamadan anlasilacagi üzere;

“Kurumlar dilerse Borçlar Kanunu’na göre is ortakligi seklinde ortaklik olusturarak faaliyet gösterebilmektedirler.

Adi ortakliklar, kurumlar vergisi mükellefi olmamalarina ragmen katma deger vergisi mükellefi olmalari nedeniyle ayri defter tutabilmektedirler. Ortaklar ise dönem sonlarinda ortaya çikan kar veya zarari, ortakliktaki hisseleri oraninda paylasarak kendi hesaplarina dahil etmektedirler.

Is ortakliklari ise Kurumlar Vergisi Kanunu’nda ayri bir kurum olarak degerlendirilmekte ve kurumlar vergisi mükellefi olarak kabul edilmektedir. Is ortakliklarinin faaliyetinden dogan kazanç kurumlar vergisine tabi tutulmakta ve vergi sonrasi kazanç ortaklarinin hisselerine göre dagitilmaktadir.

Kurumlar vergisi mükelleflerinin zararlarinin, bu mükelleflerin ortaklarinca indirim konusu yapilmasi mümkün olmayip ayni durum kurumlar vergisi mükellefi is ortakliklarinin zararlari için de geçerlidir. Dolayisiyla “adi ortaklik” seklinde olusturulan ortakliklarin zararlari kurumlar vergisi mükelleflerce kullanilabilirken, is ortakligi seklinde olusturulan zararlarin bu mükelleflerce beyan edilecek dönem kazanci toplamindan indirim konusu yapilamamaktadir.

Uygulamada “Kurulacak olan is ortakliginin kurumlar vergisi mükellefi sayilabilmesi için tasimasi gereken unsurlar sözü edilen Kurumlar Vergisi Genel Tebligi’nde sayilmak suretiyle belirlenmistir. Söz konusu tebligin 2.5.2 bölümünde yer alan açiklamada “Kurulacak olan is ortakliginin kurumlar vergisi mükellefi sayilabilmesi için;

  • Ortaklardan en az birisinin kurumlar vergisi mükellefi olmasi,
  • Ortakligin belli bir isi sonuçlandirmak üzere yazili bir sözlesmeyle kurulmus bulunmasi,
  • Is ortakligi konusunun belli bir is olmasi,
  • Birlikte yapilacak olan isin belli bir süre içinde gerçeklestirilmesinin öngörülmesi,
  • Is ortakligi ile isveren arasinda bir yüklenim sözlesmesinin olmasi,
  • Taraflarin, müstereken yüklenilen isin belli bir veya birden fazla bölümünden degil tamamindan isverene karsi sorumlu olmalari,
  • Isin bitiminde kazancin paylasilmasi,
  • Birlikte yapilmasi öngörülen ve müstereken yüklenilen isin bitimi Vergi Usul Kanununda belirtilen mükellefiyetle ilgili ödevlerin tamaminin yerine getirilmesi kosuluyla mükellefiyetin sona erdirilmis olmasi, gerekmektedir.