DEVLET, KANUN, KARAR, UYGULAMA

03.01.2019 Osman ARIOGLU- 2157 görüntülenme YAZDIR

DEVLET, KANUN, KARAR, UYGULAMA

Osman Arioglu

 ITO HABER / 02 Ocak 2019 Çarsamba

Devlet kurumu, toplumda güven ve istikrar içerisinde yasanilmasi için tartismasizdir. Her ne kadar zaman zaman devletsiz de toplum yasaminin olabilecegi tartisilmis olsa da realitede devletsiz toplum anarsi ve kargasa içerisinde gelisme saglayamayacagi birçok örnekle görülmüstür. Bunu en bariz sekilde, çevremizdeki küçük topluluklarin ne derece zayif kaldiklarini, kendi içlerinde ugrasmaktan hiçbir gelisme gösteremediklerini ve güçlü devletlerin istihbarat örgütlerince kolayca manipüle edilebildiklerinden görebiliyoruz.

Toplumda gelisme ve istikrar için devlet yapisinin güçlü olmasi yaninda hukuk ve demokrasin de gücü önemlidir. Kurallar bütünü olan Anayasa, kanun, kararname, yönetmelik ve tebligler ve hatta uygulama genelgeleri devlet çarkini isletirken toplum bireyleri arasinda güçlükleri giderme sorunlari çözme ve devlet gücünün bu kurallar çerçevesinde sihhatli uygulanmasini saglamak içindir. Elbette her kanun maddesi herkes tarafindan begenilmeyebilir. Ancak, hukuk sisteminde yapilmasi gereken kanunu tanimamak degil, kanun yürürlükte oldugu sürece ona uymak, yanlis bir madde olduguna inaniliyorsa da degistirilmesinin yine anayasal prosedür içerisinde saglanmasidir. Bunun da yolu ya yasama organina kanun teklifi verilmesi ve bu teklifin yasama organi tarafindan kabulü veya Anayasa Mahkemesi’nde Kanunun Anayasaya aykiri oldugu yönünde açilan bir dava ile iptal edilmesinin saglanmasidir.

Demokrasilerde Siyasi partilerin varliginin en önemli nedeni yönetim erkini elinde bulunduranlarca yapilabilen hatali düzenlemeleri ya yukaridaki mekanizmalari çalistirarak degistirilmesini saglamak veya topluma anlatmak ve toplum destegi ile iktidar degisimini saglamaktir. Kurallarin hakim olmasi ve bu kurallara herkesin uymasi, begenilmeyen kurallarin ve yönetimlerin degistirilebilmesinin usul ve yöntemlerinin belli olmasi demokrasilerin en önemli üstünlükleridir.

Devlet kurumunu yönetenler ise genel olarak siyasilerdir. Bürokrasinin görevi ise devlet kurumunun kanun ve mevzuat çerçevesinde yönetilmesinde siyasilere yardimci olmaktir. Bürokrasi, bu destek görevini yürütürken kisisel fikir dünya görüsü veya dogrularina göre degil, yasal mevzuati uygulamakla görevlidir. Bir Kanun hükmü, bir kararname hükmü, bürokratin kisisel fikrine göre yanlis olabilir. Bürokrat yine de bu hükmü uygulamak durumundadir. Ta ki, bu hüküm degistirilesiye kadar. Zaten demokrasi ile anarsi rejimini birbirinden ayiran da erki elinde bulunduranlarin kendi kisisel fikirlerine göre degil yazili kurallara göre uygulama yapmalaridir.

Elbette bürokrasi de yanlis buldugu hükümleri degistirme konusunda siyasileri ikna etmeye çalisir. Çogunlukla da zaten bu hükümlerin hazirlanmasinda bürokrasinin tecrübesi, bilgi ve becerisi yol gösterici olur. Ancak burada hiçbir zaman rollerin karistirilmamasi gerekir. Bürokrat yazili bir hükmü kendi görüs veya düsüncesine uygun degil diye uygulamama hakkina sahip degildir. Kendi fikri mevzuat hükmünden taban tabana zit ise ve kendisine bu hükmün uygulanmasi dogru gelmiyorsa o zaman bunun yol ve yöntemi bellidir, bürokrat görevinden affini isteyebilir. Yani istifa veya görevden çekilme diye buna iliskin kurallar da yine demokrasilerde mevzuatla belirlenmistir.

Uygulamada, bazen bürokrat kendini kaptirip ‘kural benim’ anlayisi ile hareket edebilir. Belli bir zaman bu durum fark edilmeyebilir. Kuralin amaci ile uygulama alakasiz hale gelebilir. Ancak bu elbette fark edilir ve o zaman da uygulamayi yanlis yönlendiren bürokrat bunun hesabini yönetime veya yargiya vermek zorunda kalir. Türkiye’de bu yanlis uygulamalara en önemli örnek olarak darbe ve darbe tesebbüslerini gösterebiliriz. En son 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe tesebbüsü ile de görüldü ki; toplum kendi demokrasi ve kurumlarina sahip çiktikça kural disi tesebbüsler basarisiz kalmaya mahkumdur.

Sonuç olarak, demokrasilerde herkesin en önce demokrasiyi, dolayisiyla kurallara uymayi içsellestirmesi, bunun toplum yararina oldugunu net olarak görmesi, uygulamacilarin da kendi fikirlerini göre degistirmeksizin kurallara uymalari ve uygulamalari en temel olmazsa olmazdir.